top of page
  • Yazarın fotoğrafıSeda Küçük

Bodrum'da Yapılaşmaya Önlem Alınmazsa Herkes Kaybedecek


Seda Küçük | Ajans Başkanı
Seda Küçük | Ajans Başkanı

Merhaba,


Türkiye’nin bulunduğu coğrafya, 1500’lü yıllardan itibaren çeşitli zamanlarda 7 ve üstü büyüklüğünde 25 depremle sarsıldı. En son; 10 ili etkileyen ve yaklaşık 50 bin insanımızın hayatını kaybettiği, onbinlerce insanın yaralandığı 7,7 ve 7,6’lık Kahramanmaraş merkezli iki depremle yıkıldık. Âdeta şehirler yerle bir oldu. Milyonlarca insan; evlerini, işini, ailesini, geçmişini ve geleceğini kaybetti. Onlarla birlikte tüm Türkiye derin bir yasa boğuldu. Ölenlere rahmet, yaralılara acil şifa ve yakınlarını kaybedenlere de sabır diliyorum. İstanbul’da depremi yaşamış, günlerce sokakta kalmış birisi olarak onların neler hissettiğini biraz da olsa anlayabiliyorum...


Sismik açıdan oldukça aktif bir ülkede yaşıyoruz. Ülkemiz; Kuzey Anadolu Fay Hattı, Doğu Anadolu Fay Hattı ve Batı Anadolu Fay Hattıyla deprem kuşağında bulunuyor. Uzmanlar, Türkiye nüfusunun yüzde 60’a yakınının, faal olan ve zarar verebilen deprem alanları üzerinde yerleştiğini ve bundan dolayı da Türkiye’deki binaların depreme dayanıklı yapılması gerektiğini yıllardır söylüyor. Depremde yıkılan binalardaki incelemelerin sonucu; mühendislikten uzak, kural tanımaz bu kontrolsüz yapılaşmayı tekrar gün yüzüne çıkardı. Umarım bu yaşadığımız acı tecrübe ülkemiz için bir milat olur da bundan sonra kafasına esen; istediği yerde istediği gibi binalar yapamaz, yapmalarına izin verilmez.


Bodrum Dergi | Mayıs 2023
Bodrum Dergi | Mayıs 2023

Bodrum, özellikle pandemiden sonra başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerden yoğun bir göç aldı. Deprem sonrası ise bu durum tavan yaptı. Bodrum’un 2022 yılında 192 bin 964 olan nüfusu, yazlıkçıların büyük bir bölümünün de yaz-kış burada yaşamaya başlamasıyla 500 binlere ulaştı. Turizm sezonunda ise bu rakam 2 milyonu aşıyor. Alt yapı ve üst yapısıyla en fazla 200 bin kişinin yaşayabileceği kapasiteye sahip olan bu kasaba ne yazık ki bu kadar nüfusu kaldıramıyor. Özellikle yaz aylarında elektrik trafoları patlıyor, internet donuyor, logarlar taşıyor, sular akmıyor, yollar tamamen duruyor ve hastanelerde yer bulunmuyor.


Gelir düzeyi yüksek kesimin akın ettiği Bodrum’da ne yazık ki tersine bir göç durumu da söz konusu. Türkiye’ye göre yaşamın ekstra pahalı olması, emlak ve kira fiyatlarının da uçmasıyla hizmet veren; memur, işçi ve çalışanlar tek tek Bodrum’u terk ediyor. Yakında ne bizi muayene edecek sağlıkçı, ne çocuklarımızı geleceğe hazırlayacak eğitimci ne de güvenliğimizi sağlayacak bir polis bulabileceğiz. Hizmet sektörleri için de durum pek farklı değil.


Son yıllarda Bodrum’un her yanı sanki inşaat alanına döndü. Türkiye’nin Turizm Başkenti olan bu güzelim kentteki hunharca yapılaşma; bir yandan doğayı katlediyor diğer yandan da yaşanmaz hâle getiriyor. Bodrum; bu hızla yapılaşmaya devam ederse ortada ne Bodrum kalacak ne de turizm... Bundan önce pek çok örnekte olduğu gibi altın yumurtlayan tavuğu kesip sonra da herkes birbirini suçlayacak. Sonuç mu? Herkes kaybedecek.


Eğer şu anda radikal bir karar alınıp Bodrum’da yapılaşmaya dur denilmezse çok değil 5 yıla kadar, iş işten geçmiş olacak. Kaybedecek zaman yok! Unutmayalım ki Bodrum’u Bodrum yapan değerleri yok edersek ortada Bodrum diye bir şey kalmaz.


Sevgiler,






Comments


bottom of page