Bu sayımızdaki konuklarımız Güzelce Ailesi’nin tatlı kedileri Hanzade ve Alice… Berrin Hanım; çocukluğundan kalma kedilere karşı korkusu nedeniyle 40’lı yaşlara kadar bir kedi sahiplenmeyi aklının ucundan dahi geçirmemiş. Ta ki yoğun bir tempoyla üniversiteye hazırlanan oğlu Ahmet’in bir kedi sahiplenmek istemesine kadar… Oğlunun isteğini ilk etapta hiç düşünmeden reddeden Berrin Hanım, daha sonra ‘tamam’ demiş. Evin ilk kedisi Hanzade’den sonra bu kez kızları Tuğçe’nin isteği üzerine ikinci kedileri Alice’i sahiplenmişler. Bu süreçte Murat Bey’in de tüye karşı alerjisi olduğu ortaya çıkmış. Fakat evin yeni sakinlerini o kadar sevmişler ki ortaya çıkan bu durum karşısında bir an bile onlardan ayrılmayı düşünmemişler. Bunun yerine Murat Bey, alerjisi için ilaç kullanmayı tercih etmiş. İşte Güzelce Ailesi ile Hanzade ve Alice’in hikâyesi…
Sahiplenme hikâyeniz nedir, ilk karşılaşmanızda ne hissettiniz?
Öncelikle daha önceden fobim olduğunu belirtmek isterim. Sanırım küçüklükten kalma bir korku. Ailem özellikle de kardeşlerim kedileri çok severdi. Bu yüzden zaman zaman kedi misafirlerimiz olmuştu. Ama ben onlara asla yaklaşamaz ve sevemezdim. Hayatım boyunca da bu böyle devam etti. Ta ki bir gün oğlum Ahmet, kedi sahiplenmeyi isteyene kadar. 2015’te oğlum lisede okurken, üniversite sınav hazırlığına başlamıştı. Çok yoğun bir tempo içindeydi. Sanırım çok bunalmıştı ve kendine rahatlayabileceği bir alan, pozitif bir ortam oluşturmak istemişti. İlk zamanlar bu isteğini hiç düşünmeden geri çevirdim. Çünkü değil bir kedi sahiplenmek yanında bile duramıyordum. Ama anne yüreği işte, o galip geldi ve ben ‘tamam’ dedim. Söz verdikten sonra da internette gezmeye, araştırmaya başladım.
İlk kedimiz Hanzade’nin resmini gördüğümde vuruldum. Sanki bir kedi değil küçücük ponçik bir ayıydı. Bu özelliği beni rahatlatmıştı. Hemen aile ile iletişime geçip sahiplenmek istediğimizi belirttik. Taşıma çantası alıp eşimle, Hanzade’nin ilk evine gittik. Karar vermiştim, onu beğenmiştim ama fobimi nasıl yenecektim henüz bilmiyordum. Görüşmeyi yaptığımız esnada ilk sahibi Hanzade’yi bana uzatıp ‘Al annesi’ demez mi! Bir anda dondum kaldım. Nasıl dokunacaktım ve onu nasıl alacaktım? İlk tepki olarak ‘Ama ben tutamam ki’ dedim. Kadıncağız şaşkınlıkla, ‘İyi ama ona nasıl bakacaksınız’ dedi. Ben de bu sorunun cevabını henüz bilmiyordum. Eşime almasını rica ettim. Ve evimize geldik… İlk günler her şeyi ile eşim ilgilendi oğlum da sevdi…
Hanzade de sanki bu hayattaki en güzel duygulardan biri olan hayvan sevgisini aşılamak istercesine yaklaşmaya, peşimde gezmeye, şirinlikler yapmaya başladı. Tam bir hafta sonra Hanzade benim kucağımda uyumaya başlamıştı. Farkında bile olmadan fobimi yenmiş ve bu güzel duyguyu 40’lı yaşlarımda da olsa tatmayı başarmıştım.
İkinci kedimiz Alice ise ailemize Hanzade’den 1,5 yıl sonra katıldı. Onu sahiplenmemizin sebebi de büyük kızım Tuğçe’nin ısrarıyla oldu. Hem kızımın isteği gerçekleşecekti hem de Hanzade’ye bir arkadaş gelecekti. Alice’i de yine sosyal medyadan takip ettiğim bir yerden bulup, sahiplendik. Alice iki kız kardeşti. Aslında biz telefonda görüştüğümüzde diğer kardeşine talip olmuştuk ama kızımla onları görmeye gittiğimizde Alice bizi seçti. Çok konuşan, minik bir bebekti. İlk anda bize konuşarak yaklaştı sonra da kendini sevdirdi. Kızım onu çok sevmişti. İlk sahibine fikrimizi değiştirdiğimizi belirterek, ‘Alice’i sahiplenebilir miyiz” diye sorduk. Olumlu yanıt alınca da çok mutlu olduk. Artık ailemize Alice de katılmıştı.
İsimlerini nasıl koydunuz, sizin için özel bir anlamı var mı?
Her iki kedimizi de sahiplendiğimiz için isimlerini ilk sahipleri koymuşlardı. Biz de değiştirmek istemedik.
Cinsleri nedir, bu cinslerin en belirgin özellikleri nelerdir?
Hanzade, Scottish Fold, Alice ise Scottish Straight cinsi. Fold’ların en belirgin özelliği kulaklarının mutasyon sonucu kıvrık olması. Her ikisinin de ortak özelliği; insan canlısı, sevimli, uyumlu ve oyuncu olmaları…
Nasıl iletişim kuruyorsunuz, isteklerini size nasıl anlatıyorlar?
Hayvanların da insanlar gibi farklı farklı karakterleri olduğunu, onlar sayesinde anladık. Alice, sürekli konuşarak, çeşitli sesler çıkararak derdini anlatırken, Hanzade çok nadir ve kısa bir sesle komut verir gibi davranır. Mesela, Hanzade bahçeye çıkmak istediğinde, ‘Kapıyı açın der gibi’ kapının önünde durup suratımıza bakıp, tek bir miyavla isteğini anlatır. Alice; doymayan, yaş mamayı da çok seven bir kedi. Sabah odamızın önünde uyanmamızı bekler. Baktı ki geç kalkıyoruz miyavlayarak bizi uyandırır. Bir de sabahları kendisini sevdirme seremonisi vardır. Yanımıza uzanır, avucumuzun içinde yatar. Hanzade ise babasının aşığıdır. Sabahları babasının bacakları etrafında onu sevmesi için dolanır, peşinden ayrılmaz.
Karar vermeden önce, evde bir hayvanla yaşamanın nasıl bir şey olduğuna dair bir fikriniz var mıydı?
Aslında, vardı desem yalan olur. Bir canlıyı sahiplenmek, onu sevmek dünyanın en güzel şeyi ama aynı zamanda da sorumluluğu çok büyük. Artık sizin bir evladınız gibi oluyor, çocuklarınızdan ayırt edemiyorsunuz. Mesela; eski alışkanlıklarınız, tatil planlarınız değişmek zorunda. Uzun süre evde yalnız bırakıp bir yere gidemezsiniz. Ya onlarla gideceksiniz ya da hiç gitmeyeceksiniz. Bu yüzden bizim tatil tarzımız değişmek zorunda kaldı. Tatil köyü, otel konsepti yerine önce yazlık kiralamaya başladık sonra da satın aldık.
Hanzade ve Alice’in aileye katılmasından sonra hayatınız nasıl değişti?
Yaşam tarzımızı tamamen onlara göre ayarlamaya başladık. Benim için çok önemli olan fobimi yenmiş oldum. Hayvan sevgisini tattım. Onlar geldikten sonra, eşimin tüye karşı alerjisi olduğu ortaya çıktı. Ortaya çıkan bu alerji nedeniyle bir an bile onları başkasına vermeyi düşünmedik. Yıllardır, alerji ilacı kullanıyor. Sevgi için fedakârlık şart.
Bir evcil hayvana sahip olmanın olumlu ya da olumsuz yanları nedir?
Her şeyden önce başka bir varlığın sorumluluğunu üstleniyorsunuz. Onları korumak ve iyi bakmak zorundasınız. Aşılarından, yiyeceklerine kadar bir insan yavrusuna gösterdiğiniz ilgiyi ve dikkati vermek zorundasınız. Çünkü onlar size muhtaç. Ama bu size hiç yorucu ve külfet olarak gelmiyor. Onları koşulsuz bir şekilde seviyorsunuz. Onlar hastalandığında uykusuz kalıp iyileşmesi için elinizden geleni yapıyorsunuz, dualar ediyorsunuz. Onları sevmek dünyanın en güzel duygusu.
Evcil hayvan sahiplenmek isteyenlere mesajınız nedir?
Onları koşulsuz sevecek ve asla terk etmeyecekseniz sahiplenin. Bilin ki onlar sizin ailenizin bir ferdi. Çocuğunuzu nasıl bırakıp gidemezseniz, onları da öyle bırakıp gidemezsiniz. Ben hayvan sevgisini çok geç tattım ama bu dünyada bu duyguyu yaşamış olduğum için Allah’a şükrediyorum. Onlar sizin yaşam sevinciniz, mutluluğunuz ve evladınız olacak…
Comments