top of page
  • Yazarın fotoğrafıŞehriban Aydın

Bronzlaşırken Güneş Işınlarından Nasıl Korunmalı?

Güneşin ultraviyole ışınları (UV), dış faktörlere bağlı cilt yaşlanmasının en büyük nedenlerindendir. UV bunu, derinin üst katmanında bulunan hücreleri hedef alarak yapar. Yapılan araştırmalara göre, güneş ışınlarının cildi yaşlandırma oranı yüzde 90 gibi oldukça yüksek bir rakamdır. Her gün yüzde 15 SPF güneş koruyucu kullanan bireylerde bu oranın yüzde 24 düştüğü gözlemlenmiştir. Bu durumda düzenli güneş koruyucu kullanmak ve bunu alışkanlık hâline getirmek oldukça önemli.


Ultraviyole ışınları nedir, güneş koruyucu alırken neden UVB/UVA ile karşılaşırız?

Dünyaya ulaşan güneş ışınlarının sadece yüzde 5’ini oluşturan UV ışınları, çok güçlüdürler. Birkaç çeşit UV ışını vardır. UVC ışınları çoğunlukla ozon tabakası tarafından engellenirken, UVA ve UVB ışınları yeryüzüne ulaşır ve cilde etki eder. UVA ışınları cildin erken yaşlanmasına neden olurken, UVB ışınları yanıklardan ve bronzlaşmadan sorumludur. Cilde ulaşan UVA ışını UVB’den neredeyse 20 kat daha fazladır. Deri, yapı olarak dıştan içe doğru Epidermis (üst deri), Dermis (alt deri) ve Hipodermis (deri altı dokusu) olarak 3 katmandan oluşur. UVA ışınları, deride daha derine nüfuz eder ve epidermis ile dermise ulaşır. UVA ışınları tüm yıl boyunca bulunurken, UVB ışınları esas olarak yaz aylarında bulunur. UVB ışınları, UVA ışınları birlikte hücre DNA’sında hasara neden olurlar ve uzun vadede cilt kanserinden sorumludurlar. İkisi birbirinden farklıdır fakat tüm yıl ve gün boyunca aynı uzunlukta yeryüzüne ulaşırlar. Aralarındaki en temel fark ise; UVA ışınları ciltte hissedilmez, daha sinsice bir etkiyle zarar verir. Bulutlar tarafından filtrelenmez ve camdan (araba, pencere camı vb.) geçerler.



Güneş Kremi Alırken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

UVB ışını, derinin üst tabakasını etkiler. Üst tabaka deriyi kısmen, güneş ışınlarını yansıtma, dağıtma ve absorblama yoluyla UVA ve UVB ışınlarının etkisinden korumaktadır. Ozon tabakasının incelmesi gibi çevresel faktörler dolayısıyla bu koruma yeterli olmamaktadır. Bu nedenle güneş ışınlarından koruyan ürünler, UVA ve UVB filtreleri içermelidir. Satın alacağınız ürünün ambalajı üzerinde UVB için mutlaka SPF (Sun Protection Factor) belirtilmiştir. Spf 15 ortalama yüzde 93’e kadar koruma sağlar. Fakat tek başına yeterli değildir. SPF 30/50 olduğu zaman sonuç yüzde 98’e kadar çıkar. UVA; Broad Spectrum, PA, PPD olarak UVA ışınlarından korunmayı gösterir. Benim tavsiyem; güneş kreminizin en az SPF 15 PA++ koruma içerdiğinden emin olun! Güneş ışınlarının, D vitamini kaynağı olmasının yanı sıra deri üzerindeki etkileri her zaman olumlu olmuyor. Güneş ışınlarının zararlarının biyolojik ve patolojik etkisi çok fazladır. Biyolojik olarak, hücre çekirdeği (DNA) bozulmasına yani hücre ölümüne neden olur. Bağ dokular bozulur, serbest radikal üretiminde artış görülür. Patolojik olarak ise; Güneş yanığı, dermatit, melazma, kahverengi lekeler, erken yaşlanma, elastin lifi ve kollajen hasarı gibi pek çok soruna neden olur. Güneş koruyucuları tercih ederken mutlaka UVA korumasını güçlendirmek gerekir. Her kategori UVB-UVA ışınlarına karşı standardize bir koruma düzeyine denktir.



Kısaca belirtmek gerekirse, güneş koruyucu kremini alışkanlık hâline getirmek ve düzenli bir şekilde kullanmak gerekmektedir. Asit ürünleri kullanıyorsanız ya da herhangi bir işlem yaptırıyorsanız mutlaka güneş koruyucu kullanmalısınız ki daha fazla lekelenme durumu oluşmasın. Yağlı ve sivilceli ciltler de hassas ciltlerdir. Özellikle sebum oksidasyonunu engellemek için güneş kremi kullanmak oldukça faydalıdır. Sadece içerik olarak dikkat etmeniz gereken Retinyl Palmitate etken maddelerdir. Bu içerikli ürünler, ciddi anlamda irritasyona yani deride tahriş ve yıpranmalara neden olabilir.



Önemli bir diğer bilgi de iki saat kuralına uymanız. Çünkü koruyucuların etkisini kaybettiği gözlemlenmiştir. Aynı zamanda iki parmak kuralına da uygun kullanılmalıdır. Güneş kremini işaret ve orta parmağınıza şerit hâlinde sürdüğünüzde, bu miktar tam koruma için yeterli gelecektir.



Ürünü nemlendirici olarak değil, koruma kalkan gibi düşünmeniz daha doğru olacaktır. Yaz mevsiminde mutlaka iki saatte bir uygulayıp ilkbahar, sonbahar ve kış mevsiminde ise bu süreyi uzatabilirsiniz.





Comments


bottom of page