top of page
  • Yazarın fotoğrafıSeda Küçük

Avrupa’nın Bohem Ruhlu Çocuğu: Berlin

Tarihi dokusu ve keşfedilmeyi bekleyen sokaklarıyla Avrupa’nın bohem ruhlu çocuğu Berlin’i eski hanedanlıkların bıraktığı farklı dönemlerden kalan izler, mimari zenginliğe sahip bir yer hâline getirmiştir. Çok kültürlü ve toleranslı yapısı, hareketli gece hayatı, sayısız müzesi ve sanat galerisi şehri her yıl binlerce turistin gözde destinasyonlarından birisi yapmakta. Alman şehir planlamacılığının bir örneği olan Berlin, aynı zamanda da çok düzenlidir. Şehir içerisinde ulaşım oldukça rahattır ve şehir sakinleri yaygın olarak bisikleti tercih etmektedir. Burası dünyanın en yeşil, en temiz şehirlerinden birisi. Berlin’de gezerken kendinizi doğa yürüyüşü yapıyormuş gibi hissedebilir, nefes alırken yüksek oksijenin tadını çıkarabilirsiniz. Almanya’nın başkenti Berlin’de genel olarak karasal iklim hâkim. Yıl boyunca birbirinden renkli etkinliklere ev sahipliği yapan bu şehirde keyifli vakit geçirmek için seyahatinizi planlarken bu etkinliklere de göz atmalısınız.


Tarihçesi

13. yüzyılda kurulmasından bu yana Berlin hep bir şeylerin merkezinde yer almıştır. Prusya Krallığı’na, Alman İmparatorluğu’na, Weimar Cumhuriyeti’ne, Üçüncü Reich’e başkentlik yapan Berlin, günümüzde Almanya’nın başkenti ve en büyük şehridir. Aynı zamanda da bir eyalettir. Kuzey Almanya’da, Spree ve Havel nehirlerinin arasındaki kumluk bölgeye kuruludur.


II. Dünya Savaşı’nda harabeye dönen Berlin, müttefik devletler tarafından işgal edildi. Şehir dört sektöre bölünerek ABD, Birleşik Krallık, Fransa ve SSCB’nin kontrolüne girdi. II. Dünya Savaşı’ndan sonra ise şehir ikiye bölündü. Doğu Berlin, Doğu Almanya’nın başkenti olurken Batı Berlin 1961-1989 yılları arasında Berlin Duvarı ile çevrildi. Bu duvar “Utanç Duvarı” olarak da bilinmektedir. O dönemde Berlinlilerin doğudan batıya geçişi en katı yöntemlerle engellendi. Berlin’i inşa eden mimar Karl Friedrich Schinkel ‘in tasarladığı binalar, büyükelçilikler, saraylar, müzeler tamamen kentin doğu kesiminde kaldı. Türkiye’den kaçak yollarla getirilen Bergama Sunağı’nın sergilendiği dünyanın en önemli müzelerinden biri olan Bergama Müzesi, Cölln ile Berlin’i birleştiren anlaşmanın yapıldığı St. Nicholas Kilisesi de tıpkı diğer önemli yapılar gibi Doğu Berlin’de kaldı.


1989’da duvarın yıkılması ve 3 Ekim 1990’daki birleşmenin ardından şehir Almanya’nın başkenti konumuna geri dönmüş, karanlık yıllarını geride bırakarak Avrupa’daki en hareketli, ileriye dönük ve modern merkezlerden biri hâline gelmiştir. Günümüzde Almanya’nın Başbakan’ı olan Angela Merkel’de duvarın yıkıldığı gün bariyeri aşarak Batı Almanya’ya geçen binlerce insan arasındaydı.



Aktiviteler

Berlin, hareketli gece hayatı ve gece kulüpleriyle eğlence kültüründe birinci sırada gelir. Bohem bir ruha sahipseniz, Berlin’in sokakları ve eserleri keyifle vakit geçirebileceğiniz bir yer. Bu şehirde görülmesi gereken çok yer var. Berlin Duvarı & East Side Gallery, Victory Column, Müzeler Adası, Berliner Fernsehturm görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Şehri detaylı gezip keşfetmek isteyenler için ise Gendarmenmarkt, Kaiser Wilhelm Anıt Kilisesi, Mitte ilçesinde yer alan 210 hektarlık alanı ile Berlin’in en büyük parkı unvanına sahip Tiergarten, Charlottenburg Sarayı, Potsdamer Platz ’da diğer güzel alternatifler arasında olabilir.


Victory Column

İnşasına 1864’te başlanan ve Tiergarten Parkı’nın kalbinde yer alan Victory Column, Heinrich Strack tarafından tasarlanmıştır. İlk başlarda Platz der Republik’da bulunan anıt 1938’de Hitler’in emriyle bugünkü yerine taşınmıştır. 4. kısım yapıya sonradan eklenerek yüksekliği 67 metreye çıkarılan yapının üst kısmında görkemli bir de heykel bulunmakta. Friedrich Drake imzası taşıyan bronz heykel, 35 ton ağırlığa, 8,30 metre yüksekliğe sahip. Heykelin hemen altında ise kentin büyük bölümüne hâkim bir seyir terası bulunuyor.

Berlin Duvarı& East Sıde Gallery

46 kilometre uzunluğundaki duvar, 13 Ağustos 1961’den 9 Kasım 1989’a kadar kenti Doğu ve Batı Berlin olarak ikiye bölmüştür. 1989 yılında Doğu Alman bir yetkilinin televizyonda yaptığı açıklama sonrasında tamamına yakını Berlin halkı tarafından yıkılmıştır. Birbirine paralel dizilmiş iki sıra taş ile varlığını hissettiren ‘Utanç Duvarı’ndan geriye kalan en önemli bölümü East Side Gallery oluşturuyor. 1,3 kilometre uzunluğa sahip anıt, 20’den fazla ülkeden gelen 105 sanatçının çalışmalarından oluşuyor.


Müzeler Adası

Mittle ilçesinden geçen Spree Nehri’nin üzerinde bulunan bu adanın kuzey kısmında dünyaca ünlü 5 müze bulunuyor. 1999’dan beri UNESCO’nun Dünya Mirasları Listesi’nde bulunan bölgenin oluşturduğu müzeler, sadece barındırdıkları koleksiyonları ile değil, mimarileri ile de görenleri büyülüyor.


Altes Nationalgalerie | 2. Dünya Savaşı’nda zarar gören fakat yılmayan ve sanat tarihini çok değerli tablolarıyla tek tek anlatan eski bir ulusal galeri. Müzede Türk ressam Osman Hamdi Bey’e ait 2 eser bulunmakta.

Neues Museum | Antik Mısır ve tarih öncesi devirlere ait birbirinden değerli parçaların sergilendiği müze sağlam bir restorasyon geçirdiği için yeni müze olarak da anılıyor.

Bergama Müzesi | Klasik Antik Çağ Koleksiyonu, Antik Yakın Doğu Müzesi, İslam Sanatı Müzesi olmak üzere üç bölümden oluşan müzenin en beğenilen parçası, Zeus Sunağı.

Alte Nationalgalerie | Joachim H. W. Wagener tarafından bağışlanan 19. yüzyıl sanat eserlerinin sergilendiği müze de ilgi görenler arasında.

Bode Müzesi | Orta Çağ’dan 18. yüzyılın son dönemlerine kadar ki zaman aralığında üretilmiş heykelleri bünyesinde barındırıyor. Madeni paralar ve madalyalar gibi Anadolu’da arkeolojik kazılarda bulunan pek çok eseri de sergileyen müze, adanın en kuzeyinde.


Berlıner Fernsehturm

1960-1964 yılları arasında inşa edilen televizyon kulesinin uzunluğu 365 metredir. Şehirdeki en yüksek yapı konumundaki Berliner Fernsehturm’un her yıl 1 milyondan fazla ziyaretçiyi kendisine çekmesinde sunduğu manzaranın büyük bir payı var. Panoramik Berlin manzarasını konuklarının gözleri önüne seren küre şeklindeki gözlem alanının yerden yüksekliği 200 metre. Buraya asansör vasıtasıyla 40 saniye içerisinde ulaşılıyor. Gözlem alanının dışında küre içerisinde bir restoran ve bar faaliyet gösteriyor.



Mutfak

Damak tadınıza uygun lezzetleri bulabileceğiniz bir şehir olan Berlin, yıldızlı restoranlardan sokak standlarına kadar geniş bir yelpazede çeşit çeşit restoran ve kafeye sahip. Kısacası aklınıza gelen her yemeği rahatlıkla bulabilirsiniz. Ayrıca hamburger, sosisli sandviç ve bira bu topraklardan doğmuştur. Bir gün yolunuz düşerse bu güzel şehirde mutlaka yemeniz gereken birkaç lezzeti sizler için hazırladık.


Pretzels | Dünyanın en eski atıştırmalığı unvanına sahip Pretzels’in ilk defa 7. yüzyılda yapıldığı düşünülüyor. Kıvrık bir şekle sahip bu krakerler oldukça doyurucu. Yapımında en yaygın olarak kullanılan baharat tuzdur fakat bu krakeri sade olarak yiyebileceğiniz gibi çikolatalı, peynirli veya başka malzemelerle zenginleştirilmiş farklı çeşitlerini de deneyebilirsiniz.

Kartoffelpuffer | Rendelenmiş patates, un, yumurta ve soğanla yapılan bir pankek. Yani bir nevi patates mücveri de diyebiliriz. Bu yemeğin en güzel yanı ona eklediğiniz soslarla farklı bir lezzet kazanması. Elmalı veya bir başka meyveli sosla birlikte yerseniz tatlı, domates ve sarımsaklı bir sosla yerseniz tuzlu olarak tüketmiş oluyorsunuz.

Senfeier | Özellikle et yemek istemeyenler için son derece uygun bir seçenek. Haşlanmış yumurta dilimlerinin üzerindeki patates püresi ve hardal sosunun uyumuna bayılacaksınız. Doyurucu ve aynı zamanda besleyici bir yemek olan Senfeier yumurta severlerin kalbini fethedecek.

Maultaschen | Hamur işi seviyorsanız Maultaschen tam sizi mutlu edecek bir yemek. Hamurun içi kıyma, ıspanak, peynir, çeşitli bitki ve baharatlarla doldurulabiliyor. Ardından kızartılarak veya haşlanarak pişiriliyor. Değişik bir mantı denemeye hazır olun.

Apfelstrudel | Elma veya elma marmelatı ile doldurulmuş çıtır çıtır hamurun üzerinde dondurma, tarçın, bazen kuru üzüm ve vanilyalı sosla birlikte servis edilen bir tatlı çeşidi. Elmalı turta kıvamındaki bu lezzeti mutlaka denemelisiniz.



Ulaşım

Berlin’e gitmek için ya yeşil pasaport sahibi olmanız ya da Schengen vizesi almanız gerekiyor. Almanya’nın kuzeydoğusunda konumlanan kente ülkemizden direkt uçuşlar mevcut. Uçuş süresi yaklaşık 2 saat 55 dakikadır. Şehirde Tegel ve Schoenefeld olmak üzere iki ayrı havalimanı bulunuyor. Tegel Havalimanı, şehir merkezine 8 km uzaklıkta, Schoenefeld Havalimanı ise şehir merkezine 18 km uzaklıkta yer alıyor. Her iki havalimanından şehir merkezine ulaşım için belediye otobüsü, taksi ve araç kiralama seçenekleri bulunuyor. Karar size kalmış.

Comments


bottom of page