top of page
  • Yazarın fotoğrafıSeda Küçük

Sanatın ve Mimarinin Beşiği: Floransa

Kuzey İtalya’nın doğal güzellikleri ile tanınan bölgesi Toskana’nın sınırları içerisinde yer alan Floransa, kültürü ve mimarisiyle dünyaca ünlü bir turizm kentidir. Sergiler, muhteşem binalar ve sanat eserleriyle dolu bu el değmemiş şehir aynı zamanda Batı dünyasının da en önemli kültür merkezlerinden biri. Şehirde önemli sanat galerileri ve müzeler bulunmakta. Leonardo da Vinci ve Michelangelo bu tarihi şehirde yetişmiş dünyaca ünlü sanatçılardır. Ünlü yazar ve şair Dante Alighieri de bu şehirde yaşamış ve bu şehirden ilham almıştır.


Tarihçesi

Jül Sezar, MÖ 59 yılında ordusundan emekliye ayrılmış askerlere Arno Nehri vadisindeki bu verimli toprakları vererek Floransa’nın kurulmasında önemli bir pay sahibidir. 15. yüzyılın ilk yarısında ünlü Medici ailesinin eline geçen kent için ise bambaşka bir dönem başlamıştır. Medici ailesi bankacılık mesleği dolayısıyla zengin olmuş nüfuzlu bir aileydi. Önceleri kenti perde arkasından yönettiler. Daha sonra ise şehri tamamen ele geçirdiler. Köklü bir tarihe sahip olan şehir en ihtişamlı zamanlarını, bu aile ile yaşadı. Medici’ler dönemin mimar ve heykeltıraşlarının maddi bakımdan her zaman yanında oldu. Böylelikle aralarında Michelangelo, Leonardo da Vinci ve Botticelli’nin de bulunduğu sanatçılara verilen destek ile İtalya yarımadasında Rönesans çağı başlamış oldu. Pek çok ressamı himayelerine alan Medici’ler Uffizi ve Pitti Sarayı’nı bu ressamların sanat koleksiyonları için yaptırdı.




Ailenin ilk önemli üyesi olan Cosimo’nun torunu Lorenzo kendisine o kadar büyük bir saygınlık kazandırdı ki ‘Lorenzo il Magnifico’ yani ‘Muhteşem Lorenzo’ adıyla anılmaya başladı. Lorenzo’nun ölümünden sonra oğlu Piero aynı saygınlığı kazanamadı. Muhafazakâr bir papaz olan Girolamo Savonarola’nın önderliği altında ayaklanan halk Piero’yu başa geçmesinden iki yıl sonra kentten sınır dışı etti. Şehir Savonarola tarafından yönetilmeye başlandı. Floransa’nın sanat eserlerini edep dışı ve günahkâr olarak kabul eden Savonarola, adamlarını kapı kapı dolaştırarak birçok değerli sanat eserini toplattı ve onları kentin ana meydanı olan Piazza della Signoria’da büyük bir ateş yaktırarak yok etti. Papa’nın Savonarola’yı aforoz etmesiyle, Savonarola’nın zulmüne isyan eden Floransa halkı, günahkâr olduklarını düşünüp yakarak öldürttüğü birçok insan gibi Savonarola’yı önce asıp sonra da kent meydanında yaktılar.


1537 yılında Floransa’da tekrar iş başına gelen Medici Ailesi, bu sefer kendilerini resmen Floransa Dükü ilan ederek Medici Hanedanı’nı kurdular. Daha sonra 1569 yılında kendilerini Toskana Grandükü ilan ettiler. Medici Hanedanı nesilleri tükenene kadar kenti yönetti. Kent, Medici’lerden sonra Avusturya İmparatorluğu’nun eline geçti ve yeni kurulmuş olan İtalya Krallığı’nın bir parçası ve başkenti oldu. 6 yıl süren başkentlik İtalya’nın Roma kentini ele geçirmesiyle son buldu. Bu tarihten sonra Roma, İtalya’nın başkenti hâline geldi.



Aktiviteler

Floransa gezilecek yerler konusundaki zenginliği ile dikkat çeken bir şehir. Tarihi sokakları ve eserleriyle sizi zamanda yolculuğa çıkaran büyülü bir atmosfere sahip. Müzeleri, farklı kültürü ve dünyaca ünlü sanatçılarının şehre kattığı benzersiz eserleriyle Floransa’da görülmesi gereken çok yer var. Signoria Meydanı, Floransa Katedrali, Ponte Vecchio, Uffizi Galerisi, Pitti Sarayı, Vecchio Sarayı, Boboli Bahçeleri ve Akademi Galeri görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Şehri detaylı gezip keşfetmek isteyenler için ise Piazzale Michelangelo, Aziz Giovanni Vaftizhanesi, San Lorenzo Bazilikası, Bargello, Piazza della Repubblica’ da diğer güzel alternatifler arasında olabilir.



Signoria Meydanı

Açık hava müzesi görünümüne sahip bu meydan, adını önünde bulunduğu eski şehir yönetim merkezinden alır. Çok sayıda tarihi eser ve yapıya ev sahipliği yapan meydan da Giambologna’nın atlı Grandük I. Cosimo heykeli, Sabin Kadınların Kaçırılması heykeli, Salone dei Cinquecento, Neptün Çeşmesi, Perseus, Palazzo Vecchio, Uffizi Kafe ve Michelangelo’nun dünyaca ünlü “Davud” heykeli yer almaktadır. Meydanda bulunan eserlerin hemen hemen hepsi gerçeğinin kopyasıdır. Orijinalleri koruma amaçlı Vecchio Sarayı’na, Bargello’ya ve Akademi Galeri’ye taşınmıştır.


Floransa Katedrali

Floransa’nın siluetini değiştiren katedral, 1296-1436 yılları arasında inşa edilmiştir. Floransa’nın her noktasından görülebilecek kadar ihtişamlı bir yapı olan Floransa Katedrali, şehrin simgesi hâline gelmiştir.


Ponte Vecchio

Arno Nehri’nin iki yakası arasındaki ulaşımı sağlamak için yapılan köprü seller yüzünden deforme olarak birçok kere yenilenmiş ve yine bir sel felaketi sonrası 1345 yılında yeniden yapılmıştır. Önceleri köprünün üzerinde sağlı sollu kasaplar ve deri tabakhaneleri bulunuyormuş. Bu dükkanların yaydıkları kötü kokular yüzünden 16. yüzyıl sonlarında boşaltılan dükkanlar, işlikler ve mücevherciler tarafından doldurulmuş. İçindeki evler ve dükkanlarla Ponte Vecchio’yu görmeden geçmeyin! 1345’te yapılmış olan bu köprü 2. Dünya Savaşı’nda da hasar almayan tek köprüdür.



Uffizi Müzesi

Avrupa’daki ilk müzelerden biri olan Uffizi ziyarete ilk olarak 1591’de açıldı. Dünyadaki en önemli sergilerden bir olan Uffizi, aralarında Vinci, Michelangelo ve Rembrant’ın da eserlerinin sergilendiği büyük ustaların resimlerine ev sahipliği yapmaktadır. Rönesans Dönemi’nin tüm özelliklerini taşıyan U şeklindeki müze binası, başka bir deyişle Uffizi Sarayı (Palazzo Uffizi) aslında bir müze olarak planlanmamış. İtalyanca’da “ofisler” anlamına gelen Uffizi şehir yönetim ofislerini bir araya toplamak amacıyla Grandük Cosimo tarafından yaptırılmıştır.



Pitti Sarayı

Piti Sarayı’nda hem Medici Ailesi’nin özel çalışmaları hem Raphael ve Titan’ın da aralarında bulunduğu Rönesans ustalarının resimleri hem de büyük bir modern sanat koleksiyonu yer almaktadır. 1400’lü yıllarda Floransa’da yaşayan ve kentin yönetiminde söz sahibi olan iki aile vardı. Bunlar Pitti ve Medici Aileleriydi. Zengin bir bankacı olan Luca Pitti, Medici Ailesi’nin sarayından daha güzelini yaptırmak istemiş. Sarayın inşaatı sırasında finansal sorunlar yaşamaya başlayan Luca Pitti, 1472 yılında öldüğünde saray inşaatı hâlâ tamamlanmamıştı. Yaklaşık 100 yıl sonra, Medici Ailesi sarayı satın almış ve resmi konutları hâline getirmişler. 1919 yılında İtalya Devleti’ne bağışlandı ve sonrasında müzeye dönüştürüldü. Bugün Floransa’daki en popüler turistik yerlerden biri.



Vecchio Sarayı

Sarayın ziyareti sırasında öncelikle gözünüze sarayın muhteşem avlusu çarpacaktır. Grift oyma sütunlar, duvarları süsleyen işlemeler ve hemen avlunun ortasında Verrocchio adı verilen bir çeşme bulunmaktadır. Vecchio Sarayı’nın ana girişinde Michelangelo’nun Davud Heykeli ve Donatello’nun iki kopya eseri yer almaktadır. Ayrıca Vecchio Sarayı’nda Giambologna’nın “Sabin Kadınlarının Kaçırılması” adlı heykelinin kopyası, Bartolomeo Ammannati’nin 1565’te yaptığı “Neptün Çeşmesi” heykeli, Cosmo Di Medici’nin at üstündeki heykeli de sergilenmektedir. Sarayın içerisinde bulunan Beş Yüz Salonu’nun duvarlarının bir tarafı Leonardo da Vinci diğer tarafı Michelangelo, tavanı ise Giorgio Vasari tarafından resmedilmiştir.



Boboli Bahçeleri

Grand Dük I. Cozimo tarafından hiçbir masraftan kaçınılmadan bir kraliyet bahçesi olarak oluşturulmuştur. Meşhur heykel koleksiyonu ve Roma antik eserleri ile benzersiz bir atmosfere sahip. Buradan şehrin manzarasını seyredebilir ve heykel koleksiyonunu görebilirsiniz.


Akademi Galerisi

Sanat okullarında eğitim alan öğrencilerin daha rahat bir ortamda çalışabilmelerini sağlamak için 1784 yılında kuruldu. Signoria Meydanı’nda kopyaları sergilenen Davud ve Sabine Kadınları’nın Kaçırılışı heykellerinin orijinalleri bu galeride yer almaktadır. Heykellerin bulunduğu bölümde Papa II. Julius için hazırlanan; ancak tamamlanamayan bir anıt mezarı da görebilirsiniz. Müzeye 1966’da eklenen Medici ve Lorraine ailelerine ait yaklaşık 50 müzik aleti ile piyanonun mucidi Bartolomeo Cristofori’nin enstrümanları da burada sergilenmektedir.



Mutfak

İtalyan mutfağı, dünyanın en zengin mutfaklarından biridir ve bölgelerine göre farklılıklar gösterir. Akdeniz esintileri taşıyan mutfakta yiyeceğiniz yemek ve atıştırmalıklar damak tadımıza hiç de yabancı değil. Bir gün yolunuz düşerse bu güzel şehirde mutlaka yemeniz gereken birkaç lezzeti sizler için hazırladık.


Ribollita | Yoğun kıvamlı bir çorba olan Ribolita, domates, havuç ve başka sebzelerle pişiriliyor. Lezzetli ve doyurucu bir yemek.

Crostini | Ekmeğe dayalı bir İtalyan lezzeti olan Crostini, zeytinyağlı ve kızartılmış küçük, ince İtalyan ekmeği dilimlerinden yapılır. Crostini tabağını farklı soslar, püreler, sebze ve etlerle denemelisiniz.

Bistecca alla Fiorentina | 1–4 kilo arasında gelen Floransa Bifteği, kalın ve az pişmiş bir biftektir. Alevsiz odun kömüründe tütsülenerek pişirilir ve genellikle kilo ile fiyatlandırılır. Büyük porsiyonlar hâlinde olduğu için 2-3 kişi paylaşmanızı öneririz.

Cornetti | Cornetti, bir İtalyan kruvasanı. Üzerine çikolata, bal veya çeşitli reçeller sürülerek kahvenin yanında ya da sade olarak da tüketilebilir. Son derece lezzetli bir tatlı.



Ulaşım

Floransa’daki Amerigo Vespucci havalimanına Türkiye’den direkt ve aktarmalı uçuşlar düzenlenmektedir. Havalimanından şehir merkezine otobüs ya da taksi ile ortalama 15 dakika içerisinde ulaşabilirsiniz.


Comments


bottom of page