top of page
  • Yazarın fotoğrafıSeda Küçük

Ayşe’nin Can Dostları R2 & D2

Bu sayıdaki konuklarımız; Bahçeşehir ve Kadir Has üniversitelerinde Öğretim Görevlisi olmasının yanı sıra kendi firmasında araştırma ve tasarım alanlarında da danışmanlık hizmeti veren Endüstri Mühendisi Ayşe Erol ve onun can dostları R2 ve D2... Bir kedi sahiplenme fikri hep aklında olan Ayşe Hanım, sosyal medyada gördüğü bir ilan üzerine harekete geçmiş. Hızlıca kedilerle ilgili birkaç kitap okumuş ve sonra kendini kedilerin bulunduğu o evde bulmuş. Tek bir kedi sahiplenmek için gittiği evden iki kediyle dönen Ayşe Hanım, ilk gecenin sabahında kedilere alerjisi olduğunu fark etmiş. İlk 6 ayı alerji hapları kullanarak geçirmiş ve sonunda kedi sevgisi baskın gelerek alerjiyi yenmiş. Şimdi hep birlikte mutlu mesut bir hayat yaşıyorlar.

Ayşe Erol ve Onun Can Dostları R2 ve D2
Ayşe Erol ve Onun Can Dostları R2 ve D2
Sahiplenme hikâyeniz nedir?

2014 yılında Facebook’ta bir arkadaşımın arkadaşının paylaştığı kedi sahiplendirme ilanını gördüm. Daha önce hiç kedi bakmamıştım ama bir süredir aklımdaydı. İlk görüşte aşk diyebiliriz o gördüğüm minnoş kedi fotoğrafına. Hızlıca kedilerle ilgili birkaç kitap okumaya başladım. Sonra da o ilanda gördüğüm kediyi sahiplenmeye karar verdim. Hazırlık için en yakın arkadaşımdan kedi taşıma çantası, kum kabı ve birkaç eşya aldım. İlgili kişiyle temasa geçip kediyi almaya gittim. İki sokak kedisinin o evde doğmuş altı yavrusu vardı. Benim ilanda görüp almak için gittiğim güzel yüzlü, gri Batman maskeli kedi, erkekmiş... Kedi çantasını yere koydum. Bir de ne görelim... Batman maskeli kedinin meraklı erkek kardeşi girip içine oturmuş bile... Sonra bizim güzel yüzlü ile meraklı kardeşi evin içinde oynayıp koşturmaya başladı. Onlara ve o anki mutluluklarına bakarken aklıma kedilerle ilgili okuduğum kitapta yazan bir cümle geldi: “Eğer evde tek kedi olursa siz işteyken sıkılır ama iki kedi olursa birlikte eğlenirler.” Çok mantıklı geldi ve ikisini birden çantaya atıp evden çıktım. Böylece güzel yüzlümü hem kardeşinden ayırmamış hem de ona meraklı bir oyun arkadaşı bulmuş oldum.


Ayşe Erol ve Onun Can Dostları R2 ve D2
Ayşe Erol ve Onun Can Dostları R2 ve D2
İlk karşılaşmanızda ne hissettiniz?

Çok heyecanlı bir süreçti benim için. İlk defa bir hayvan sahiplenecektim.


İsimlerini nasıl koydunuz, sizin için özel bir anlamı var mı?

İsimleri için bir süre düşündüm. 1-2 hafta “esas kedi” ve “diğeri” olarak bahsettim kendilerinden. Star Wars serisini çok sevdiğim için oradaki karakterlerden biri olan R2D2 robotunu düşündüm. Sanırım gri beyaz renklerinden ilham aldım. Kedilerden Batman maskeli olanın adını R2 ötekini de D2 koydum. Hem de “Reel 2” ve “Diğeri 2” olarak süreç içinde adlandırılmış oldular.


Ayşe Erol ve Onun Can Dostları R2 ve D2
Ayşe Erol ve Onun Can Dostları R2 ve D2
Cinsleri nedir, bu cinslerin en belirgin özellikleri nelerdir?

Benimkilere ne deniyor emin değilim, ana da baba da sokak kedisi. R2 babaya D2 anneye benziyor bu arada. En belirgin özellikleri diye bir şey yok sanki. Gri lekeli beyaz düz kedi. Ama bana sorarsanız dünyanın en muhteşem kedileri onlar.


Ayşe Erol ve Onun Can Dostları R2 ve D2
Ayşe Erol ve Onun Can Dostları R2 ve D2
Nasıl iletişim kuruyorsunuz, isteklerini size nasıl anlatıyorlar?

İsteklerini o kadar iyi anlatıyorlar ki şaşırırsınız... İkisinin de bambaşka karakterleri var. Bilmesem akraba olduklarına bile inanmazdım. R2 çok temkinli, sessiz ve çekingen bir kedi. Sadece bazen “makau” diye ince bir ses çıkarıyor ben hemen durumu anlayıp kendisiyle ilgileniyorum. Genelde yemek istiyor tabii. İnsan sevmiyor pek, o yüzden herkesi yaklaştırmıyor kendisine. Sadece kendisi istediğinde kucağıma gelir, genellikle kutusunda oturur, lazer ve top oynamayı çok sever. D2 ise bambaşka... O daha oyuncu, hareketli, sosyal ve meraklı. Ama asla lazerle oynamaz, hatta R2 lazer oynarken sinirlenir. O daha çok küçük oyuncakların, fındıkların ve zıplayan topların peşinden koşmayı sever. Ayrıca sürekli bir şeylere söylenir evde, memnuniyetsiz şekilde gezer canı sıkılınca. Yani “mızır” benim tabirimle. Acıkınca asla rahat bırakmaz, gece 3’te de olsa uyandırır beni. Uyarı ısırığı yapar, hafifçe ıslak burnunu tenime değdirip inceden dişlerini hissettirir. Bu, “Mama verecek misin yoksa ısırayım mı?” demektir. Pavlov’un bahsettiği koşullanma konusu bizde tam tersi şekilde oldu. Onlar beni eğitti diyebiliriz yani. Zil sesi (miyav) duyunca hemen fırlayıp kendileriyle ilgileniyorum.


Ayşe Erol ve Onun Can Dostları R2 ve D2
Ayşe Erol ve Onun Can Dostları R2 ve D2
Neden bir evcil hayvan sahiplenmek istediniz?

İnsan sevmiyorum... Hayvanlarla daha iyi anlaşıyorum diyelim.


Karar vermeden önce evde bir hayvanla yaşamanın nasıl bir şey olduğuna dair bir fikriniz var mıydı?

Pek yoktu aslında. Hatta çekirdek ailemde kimsede benimki gibi bir hayvan sevgisi görmedim, genelde uzaktan severler. Annem de babam da hiç bakmadı. Anneannem ve babaannemde de yok. Hatta evde hayvan tercih etmezler diyebilirim. Küçüklüğümden beri pelüş hayvan oyuncakları hep çok severdim. Bebeklerle hiç oynamayıp hep oyuncak tavşanlar ve ayılarla oynardım. Benim genel olarak anaç mizaçlı bir karakterim var. Kedilere de annelik edebileceğimi düşünüyordum. Ayrıca onlarla yaşamanın bana da çok iyi geleceğini tahmin ediyordum ki tahminim doğru çıktı.


Ayşe Erol ve Onun Can Dostları R2 ve D2
Ayşe Erol ve Onun Can Dostları R2 ve D2
Patili dostlarınızın aileye katılmasından sonra hayatınız nasıl değişti?

Kedilerin eve gelmesinin ertesi sabahı ağzım burnum akarak korkunç bir şekilde uyandım. Meğer kedilere alerjim varmış. 29 yaşındaydım ama bu derece kedi alerjim olduğunu daha yeni öğreniyordum. Hâliyle çok üzüldüm. Çünkü böyle yaşayamazdım ve onları geri götürmem gerekeceğini düşündüm. Karar vermeden önce birkaç gün beklemek istedim ve sonra doktora gittim, alerji hapı kullanmaya başladım. İlk üç hafta misafir odasında kaldılar. Sonra yavaş yavaş salona geçtiler. Bu süreçte yatak odası ve mutfak hep kapalıydı, oraya girmeleri yasaktı. Alerjimin hafiflemesiyle geceleri de yatakta birlikte uyur hâle geldik. Sonra alerjim tamamen geçti, sanırım bağışıklık kazandım. Ağustos’ta 10 yaşına basacaklar. Artık sarılıyorum, öpüyorum kokluyorum, mıncıklıyorum. Burnumun dibinde yatıyorlar, hiçbir problemim kalmadı. Mutlu mesut hep birlikte yaşıyoruz.


Bir yaşında kısırlaştırdık sonrasında biraz kilo aldılar. Tamam kabul ediyorum çok kilo aldılar. Son zamanlarda sürekli diyetteyiz ama kolay olmuyor kilo vermeleri. Ne ben ne de onlar ideal kilomuzu tutturabilmiş değiliz. Ailecek yemeği çok seviyoruz. İkisi de hayli büyük kediler oldu. Boyları da uzun, göbek dışında... Bacakları ve vücutları normalden daha büyük. Yani bilgisayarımdan daha büyükler, masaya zor sığıyoruz. Hayatımın dönüm noktalarında bana yoldaş oldular. Mesela doktora tezimi beraber yazdık diyebilirim. Masada beni hiç yalnız bırakmazlar, hep birlikte çalışırız. Zoom toplantılarında mutlaka bir görünürler. Pandemi döneminde özellikle evden çıkamazken beraber oluşumuz çok iyi gelmişti.


Ayşe Erol ve Onun Can Dostları R2 ve D2
Ayşe Erol ve Onun Can Dostları R2 ve D2
Bir evcil hayvana sahip olmanın olumlu veya olumsuz yanları nelerdir?

Çok net olarak söyleyebilirim ki hayatımda verdiğim en iyi kararlardan biridir R2 ve D2’yi sahiplenmek. Bana ettikleri yoldaşlık, birlikte geçirdiğimiz anlardan duyduğum keyif anlatılabilir bir konu değil benim için. Çok çok güzel. Sosyal medyada gördüğünüz tüm o “Dışarı çıkamam çünkü evde kedim bekliyor.” cümleleri aslında gerçeğin ta kendisi. İlle olumsuz bir şey söylemek zorundaysam evdeki en sevdiğim kanepenin üstünü örtüyle kaplatmak zorunda kaldım diyebilirim. Çünkü o kumaşı, tırnaklarıyla çok hızlı bir şekilde rezil ediyorlar. Sandalyeleri kurtaramadım mesela, üç senede bir kaplatıyorum. Tabii bir de tüy meselesi var, evi sıklıkla süpürmeme rağmen tamamen tüysüz bir an asla olmuyor. Fakat bu beni rahatsız eden bir konu değil. Tüylerle yaşama bedeli söz konusu olduğunda, onların varlığından duyduğum mutluluk kat be kat fazla benim için. Ayrıca hastalandıklarında çok üzülüyorum ama çok şükür ciddi bir problemleri yok şu an. Onlarla geçirebildiğim her an için sonsuz müteşekkirim…


Ayşe Erol ve Onun Can Dostları R2 ve D2
Ayşe Erol ve Onun Can Dostları R2 ve D2
Evcil hayvan sahiplenmek isteyenlere mesajınız nedir?

Çok iyi düşünülmesi gereken bir konu. Gerçekten büyük bir sorumluluk. Hem maddi hem manevi olarak insana bir yükü var. İçinde bulunduğumuz enflasyon ortamında; mama, kum ve ilaç masrafları hiç de az değil. Hayatınızı onların istek, ihtiyaç ve konforuna göre düzenlemeniz gerekiyor. Seyahate gideceğiniz zaman onların ihtiyaçlarının karşılandığından emin olmalısınız. Eğer bunu yapamayacaksınız hiç yapmamak en iyisi… Uzun süre yalnız bıraktığınızda üzüldüklerini, özlediklerini ve mutsuz olduklarını size çok net anlatıyorlar. Eğer titiz biriyseniz, evinizin temizliği çok önemliyse unutmamalısınız ki tüm hayvanlar tüy döker. O şekilde yaşamak sizi rahatsız ediyorsa kesinlikle sahiplenmemelisiniz. Eğer kedi sahiplenme fikriniz varsa mutlaka sokaklara ve barınaklara bakın. Her yerde harika canlar var…”

Comments


bottom of page