Araştırmalar; dünyadaki her iki kişiden birinin 75 yaşına kadar bir akıl ve ruh sağlığı bozukluğu yaşayacağını ortaya koyarken zihinsel ve ruhsal bozuklukların en yaygın görülen global sağlık sorunlarının başında geldiği, majör depresyon ve anksiyete gibi duygudurum bozukluklarının ise ilk sırada yer aldığı tespit edildi.
Son yıllarda globalde yaşanan birçok gelişme, yalnızca toplumsal değil bireysel düzeyde de olumsuz sonuçlar doğururken bunların başında akıl ve ruh sağlığındaki bozulmalar geliyor. 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü vesilesiyle ruh sağlığı konusunda farkındalığın artırılması için harekete geçen B2Press ise konuya farklı açılardan ışık tutuyor. Harvard Tıp Fakültesi ve Queensland Üniversitesi ekiplerinin 29 ülkede 150 binden fazla yetişkinle gerçekleştirdiği araştırmayı inceleyen Online PR Servisi şu tespitlerde bulunuyor:
Birinci Sırada Majör Depresyon ve Anksiyete Geliyor
Ruh sağlığı bozuklukları yaygınlaşıyor. Dünya nüfusunun yüzde 50’si, 75 yaşına kadar en az bir akıl ve ruh sağlığı hastalığıyla karşılaşacak. Zihinsel ve ruhsal bozukluklar en yaygın görülen global sağlık sorunları olarak dikkat çekiyor. İlk sıralarda majör depresyon ve anksiyete gibi duygudurum bozuklukları görülüyor. Akıl ve ruh rahatsızlıkları cinsiyete göre değişiklik ya da benzerlikler içeriyor. Kadınlarda travma sonrası stres bozukluğu, erkeklerde de alkol gibi maddelere bağımlılık öne çıkıyor. Her iki cinsiyette en sık görülen ruh sağlığı problemlerinin başında depresyon ve fobi bulunuyor.
Z Kuşağının Yüzde 85’inin Ruh Sağlığı İyi Durumda Değil
Akıl ve ruh sağlığı problemleri yalnızca cinsiyet değil, yaş gruplarına göre de değişiklik gösterebiliyor. Gallup ve Walton Aile Vakfı’nın 12-26 yaş arası 3 binden fazla kişiyle yaptığı çalışmaya göre, Z’lerin zihinsel ve ruhsal sağlık sorunları da diğer kuşaklara göre farklılık gösteriyor. 18-26 yaşlarındaki bu bireyler stres, kaygı ve yalnızlık gibi olumsuz duygular yaşadıklarını bildirme olasılıkları, eski nesillere göre çok daha yüksek seyir izliyor. Yalnızca yüzde 15’i ruh sağlığının mükemmel olduğunu söylerken bu oranın aynı grupla 10 yıl önce yapılan araştırmada yüzde 52 olması, ruh sağlığı bozukluklarının zaman içinde hızla arttığını kanıtlıyor. Ancak akıl ve ruh sağlığı tedavilerinin global çaptaki yüksek maliyetleri, bu yükselişin durdurulmasını engelliyor.
Maliyetler, Ruh Sağlığı Tedavilerini Engelliyor
Ruh sağlığı hizmetlerine erişim, ihtiyaç duyanların bir kısmı için hâlâ zorlayıcı koşullar içeriyor. Bu da hem küresel hem de ulusal çapta düzenleyici önlemler alınması gerektiğini gösteriyor. Öyle ki akıl ve ruh bozukluklarının en maliyetli sağlık hastalıkları arasında yer aldığını açıklayan Statista da bunların ülkelerin ekonomilerinde her yıl milyarlarca dolar kayba yol açtığını vurguluyor. Buna karşın dünyadaki birçok ülke, bütçelerinin yüzde 2’sinden azını ruh sağlığında yeni tespit ve tedavi seçeneklerinin geliştirilmesine harcıyor. Oysa, ruh sağlığının önemini kabul etmek ve daha iyi bir gelecek için bu alana yatırım yapmak, toplumların genel refahını artırmak için hayati önem taşıyor.
Comments