Sürekli duyduğumuz ama birçoğumuzun tam olarak anlamını ve işlevini bilmediği bir kelime antioksidan… Nedir onu bu kadar önemli yapan?
Özellikle hastalıklara karşı savaşabilmek için sıkça adından söz edilen antioksidan, son dönemlerde beslenmede daha da önemli hâle gelmiştir. Hem vücut hücrelerinden üretilen hem de gıdalar yoluyla alınabilen kimyasal bir madde olan antioksidanlar, hücrelerin dış etkenlerden korunması ve sağlıklı yaşamalarına devam edebilmeleri için son derece önemlidir. Normal şartlar altında sağlıklı bir metabolizmada antioksidanlar ile serbest radikaller (oksidasyona neden olup vücuda zarar verebilen bileşikler) denge hâlindedir. Ancak bu denge serbest radikaller lehine değiştiği zaman, oksidatif stres kaynaklı hastalıklara ‘kanser, damar tıkanıklığı, Alzheimer hastalığı, Parkinson hastalığı vb…’ yatkınlık gözlenmektedir. Özellikle çevre kirliliği, alkol ve sigara kullanımı, orman yangınları, X-rays ve UV ışınları gibi eksojen serbest radikal kaynaklarının artışı, insan vücudunda bulunan karbonhidratların, yağların, proteinlerin ve DNA’nın zarar görmesine yol açarak oksidasyona neden olabilmektedir.
Antioksidan Nedir?
Antioksidanlar, hücrelerimizdeki serbest radikal olarak adlandırılan hasar yapıcı molekülleri “temizleyerek” hücre hasarını önlemeye yardımcı olan moleküllerdir.
Antioksidan Faydaları
Antioksidanlar, insan sağlığını tehdit eden ve oksidasyona neden olan serbest radikallerin neden olabileceği tüm hastalıklara ve yaşlanma belirtilerine (özellikle ciltte) karşı vücudumuzu korumaktadır.
Bağışıklığı güçlendirir.
Vücudu zararlılardan temizler.
Kansere karşı koruyucudur.
Yaşlanmayı geciktirir.
Cildi korur.
Kalp ve damarları korur.
İltihabı azaltır.
Kolesterolü dengeler.
Romatoit Artirite karşı korur.
Sinir sistemini korur.
Ne kadar Antioksidana İhtayacımız Var?
Bilinen ve tavsiye edilen genel bir doz olmamasına rağmen bazı otoriteler, günlük C vitamini ihtiyacının 250 ila 1000 mg; E vitamini için 100 ila 400 ünite, Beta-karoten için de 6 ila 30 mg arasında olması gerektiğini belirtiyorlar. Bilimsel otoritelerin bir uyarısı da yüksek dozlarda antioksidan takviyelerinin zararlı olabileceği konusudur.
Bu yüzden doktor tavsiyesi olmadan yüksek dozlarda hap olarak antioksidan alınması sakıncalıdır. Antioksidan takviyeleri FDA onaylı değildir ve bazı ilaçlar ile etkileşime girebilir. Örneğin E vitamini takviyesi, pıhtılaşma önleyici ilaç (kan sulandırıcılar) kullananlarda kanama riskini artırabilir. Antioksidan mineraller veya vitaminler, önerilen miktarların üzerinde tüketilirse zarar veren oksidanlar olarak işlev görebilir.
Bilinen En Önemli ve Beslenme ile Alınabilen Antioksidanlar
Tokoferol (Vitamin E): Fındık, ceviz, badem, bitkisel yağlar.
Karoten (Vitamin A): Domates, havuç, brokoli, lahana, kavun, şeftali, kayısı.
Askorbik asit (Vitamin C): Turunçgiller, çilek, biber, yaban mersini.
Folik asit (Vitamin B9): Mercimek, ıspanak, kuşkonmaz, lahana, yeşil yapraklı sebzeler.
Selenyum: Balık, deniz kabukluları, kırmızı et, yumurta, tavuk, sarımsak.
Ayrıca vitamin olmayan antioksidan etkili maddelerde vardır bunlar arasında besinlerde en çok bulunanlar;
Flavonoid ve Polyphenol: Kırmızı şarap, siyah üzüm, nar, kızılcık, yeşil çay, siyah çay, soya sosu.
Likopen: Domates, kırmızı greyfurt, karpuz.
Lutein: Ispanak, pazı, su teresi, şalgam.
Lignan: Keten tohumu, yulaf ezmesi, arpa, çavdar.
Şimdiye kadarki bilinen en güçlü ve etkili doğal antioksidan siyah üzüm çekirdeğinde bulunan Resvataroldür.
Sağlığımızı korumada birçok yararı olan antioksidan maddeleri, sağlıklı ve dengeli beslenerek gün içerisinde yeterince alabiliriz. Bu yüzden besinlerle kolaylıkla alınabilecek antioksidanları, takviyeler yerine gıdalardan almak daha güvenli ve etkilidir.
Comments