top of page
  • Yazarın fotoğrafı: BODRUMDergi
    BODRUMDergi
  • 27 Kas 2022
  • 2 dakikada okunur
İnsanlar çoğunlukla karşısındaki kişiyi etkileme, onaylanma ihtiyacı ve tehlikelerden korunma gibi nedenlerle yalan söylüyor.ilk yalanlar çoğunlukla 4-6 yaş aralığında başlıyor ve bu süreçteki yalanlar belli bir kasıt ya da art niyet içermiyor. Yalan ikili ilişkilerde güveni zedeliyor ve olumsuz etkiler yaratıyor.


Solin Çekin | Uzman Klinik Psikolog

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, bir sözün yalan olarak tanımlanmasındaki kriterleri ve insanların yalan söyleme sebepleri hakkında şunları söyledi: “Yalan Türk Dil Kurumu tarafından ‘doğru olmayan, gerçeğe uymayan söz’ şeklinde ifade ediliyor. Yani söylenen yalanın birine zarar verip vermemesi değil, sadece doğru olup olmaması ana kriter olarak ele alınıyor. Dolayısıyla birilerini kırmamak için yalan söyleyen bir birey ile insanlara zarar vermek ya da başını derde sokmamak için yalan söyleyen birey de yalancı olarak tanımlanıyor. Yalanın büyüklüğü ya da karşı tarafta bıraktığı zarar farklı bir tartışma konusudur. Bu, bireyin kendi ahlaki değerlerine bağlılığı ile alakalı bir durumdur.




Genellikle Karşıdaki Kişiyi Kırmamak İçin Söyleniyor

Günümüzde birçok kişi yalan söylüyor. Bu bazen beyaz yalan dediğimiz zararsız gibi görünen uydurma ve sıradan sözlerdir. Genellikle karşıdaki kişiyi kırmamak için söylenir. Kimi zaman gerçeği saklamak kimi zaman ise kişinin kendine ait bir gerçek oluşturması amacı ile söylenen bu yalanlar belirli bir süre sonra rutin hâline gelebilir. Toplumsal ve tüm inanışlar açısından ahlaki olarak önem arz eden yalan söyleme durumu ikili ilişkilerde güveni zedeler ve olumsuz etkiler yaratır. Ne kadar dürüst olursak olalım herkes, her gün yalanlar söyler. Burada asıl önemli olan konu bireyin yalan söyleyip söylemediği değil, neden yalan söylediğidir.


İlk Yalanlar Çocuklukta Başlıyor

İlk yalanlar çoğunlukla 4-6 yaş aralığında başlıyor. Bu süreçteki yalanlar belli bir kasıt ya da art niyet barındırmazlar. Fakat yaşça küçük bireylerin ilk yalanlarını söyledikleri zaman bu durumun işe yaradığını görmeleri, sıkıntılarından kaçınmak ya da istediklerini elde edebilmek uğruna yalan konuşmayı alışkanlık hâline dönüştürmelerine yol açar.



Yalan Söylemenin Birçok Sebebi Var

Genel olarak kategorilendirmek gerekirse insanların bazen bir toplum içerisinde kendilerini ön plana çıkarabilme, kendilerini bir durum karşısında savunucu bir şekilde korumaya çalışma, diğer insanlara karşı kırıcı olmak istememe veya bazı kişilere zalimlik yapma amaçlı yalan söyleme ihtiyacı duyabiliyorlar. Çoğu kez de karşısındaki kişiyi etkileme, onaylanma ihtiyacı, kalabalık bir ortamda kabul görebilme, sonuçlardan kaçınma, üstün hissetme, tehlikelerden korunma veya başkalarını koruma amaçlı da yalan söylenebiliyor. Bu sayede insanlar hem kendi çıkarlarını koruyabilme hem de diğer kişilerle ilişkilerini devam ettirebilme becerisi kazandıklarını düşünüyorlar.”

  • Yazarın fotoğrafı: BODRUMDergi
    BODRUMDergi
  • 22 Şub 2022
  • 3 dakikada okunur

Büyükşehirlerin en önemli sorunlarından biri olan yoğun trafik, sürücüler başta olmak üzere maruz kalan herkeste strese yol açıyor. Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Aydın Öztürk, cok yüksek sesle müzik dinlemenin trafik ihlallerine yol açtığını ve kaza riskini artırdığını belirterek, sevilen ve aşina olunan bir müziğin yüksek olmayan bir ses ayarında dinlenmesini tavsiye etti.



Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Aydın Öztürk, özellikle yoğun trafikte oluşan stresle baş edebilmek için müzik dinlemenin iyi bir sakinleştirici olduğunu belirterek şunları söyledi:

Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Aydın Öztürk

“İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlerde yaşayanlar gününün büyük bir kısmının trafikte geçiriyor. Bir yerden bir yere yetişme telaşında olan ve alternatif yol arayışlarına rağmen, trafikten kaçamayan sürücüler ve yolcular için yolculuğun kendisi bir stres faktörüne dönüşmektedir.

Bu durum toplu ulaşım araçlarını kullanan ve kalabalıklar içinde yolculuk yapmak zorunda olan kişiler için de geçerli elbette. Özellikle sürücülerin araç kullanırken müzik dinleme eğiliminde olduğunu biliyoruz. Müzik işitsel bir uyaran olduğu için psikolojimiz üzerinde çok büyük bir etkisi var. Yapılan araştırmalar çok yüksek sesle müzik dinlemenin trafik ihlallerine yol açtığını ve dolayısıyla kaza riskini arttırdığını gösteriyor. Çünkü aşırı derecede yüksek sesle müzik dinlemek dikkat dağıtıcıdır ve sizi diğer işitsel ve görsel uyaranlara karşı duyarsızlaştırır.


Yüksek olmayan bir sesle dinleyin

Belirli bir müzik türünü dinlemekle ilgili doğru ya da yanlış demek mümkün değil. Kişi çoklu bir görev olarak aynı anda araç kullanıp müzik dinleyebilir ancak araç kullanma esnasında müziğe müdahale etmek risk doğurur. Özetle sevdiğiniz, aşina olduğunuz bir müziği yüksek olmayan bir ses ayarında dinleyebilirsiniz.


Müzik dinleyerek rahatlamak bir sonuç

Büyükşehirler baş döndürücü bir hızla ses ve görüntü karmaşası sunuyor. Çoğu kez bu kadar çok uyarana maruz kalındığının farkına bile varılamıyor.Trafik sorunu gündelik hayatımızın görünen sorunlarından yalnızca biri. Metropol hayatı zaman içinde bireylerin kendilerine ve yaşadıkları çevreye karşı duyarsızlaştıkları bir mekâna dönüşüyorsa orada kentin sorunları üzerine çok ciddi ve kapsamlı bir biçimde düşünülmesi ve çözüm aranması gerektiği ortadadır. Herhangi bir müziği dinleyerek rahatlamak ya da iyi hissetmek bir sonuç olabilir sadece. Şehir hayatının bu denli stresli bir hayat sunması aslında başından itibaren ele alınması gereken bir sorundur.


Müzik size alan açar

Bir stres kaynağı ile baş edebilmek için elbette sanatın çok büyük iyileştirici bir gücü vardır. Müzik tek başına problemleri ortadan kaldıramaz ancak günün yorgunluğunu atmak için size bir alan açar. Sanatın daha en baştan, yani sosyal problemler bu kadar çok hayatımızın içinde olmadığında, büyük bir ihtiyaç olduğunun altını çizmek istiyorum. Sanat, spor gibi sosyal aktiviteler hayatımızdaysa zaten sorunlarla baş etmek için daha yaratıcı yollar bulma eğiliminde oluruz.


Bazı müzikler olumsuz duygulara yol açıyor

Müzik dinlemek stresle baş etmede ve bilişsel performansı geliştirmede oldukça faydalıdır. Kimi müzik türleri ise olumsuz duygulara neden olur. Müzik dinleme eylemi her ne kadar kişisel beğeni, kültürel geçmişimiz, sosyal çevremiz ve geliştirdiğimiz zevklerle ilişkili olsa da örneğin arabesk müzik türünün kişilerde depresif duyguları öne çıkardığı, umutsuzluğa neden olduğu ve öfkeye yol açtığını biliyoruz. Benzer şekilde yapılan araştırmalar heavy-metal müzik türünü dinleyen kişilerde saldırganlık eğiliminin daha yüksek olabileceğini gösteriyor. Bu iki müzik türünde de olumsuz duygulara ve davranışlara yol açan sebep ise daha çok şarkıların sözleri ile ilgilidir.


Müzik ruh hâlini etkiliyor

Müzik, hayatımızın her alanında sevincimizi, hüznümüzü, sıkıntımızı, öfkemizi paylaşan en önemli eşlikçilerden biri. Özellikle çocuklarda ve gençlerde dinlenilen müzik türü ile ruh hâli arasında daha yakın bir ilişki kurulduğu görülmektedir. Belli bir müzik türünü dinleyen kişilerde belli duygu ve düşüncelerin ortaya çıkacağını söylemek konuya çok dar bir açıdan bakmak anlamına gelir. Fakat yine de içinde sürekli ölüm, saldırganlık, isyan, depresif duyguların ele alındığı müziklerin olumsuz ruh hâlini tetikleyebileceği de unutulmamalıdır.”


Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page