top of page
  • Yazarın fotoğrafı: BODRUMDergi
    BODRUMDergi
  • 1 Haz 2024
  • 2 dakikada okunur
D vitamin eksikliği ve yetersizliği bir milyardan fazla çocuk ve yetişkini etkileyen küresel bir sağlık sorunu. Özellikle hamile, obez, çocuk, ileri yaş, cilt rengi koyu ve doğrudan güneş ışığına maruz kalmayan kişiler yüksek riskli grup olarak değerlendiriliyor. Türkiye’de her 10 kişiden 9’unda D vitamini eksikliği var. Uzm. Dr. Özge Tap Gümüş; hâlsizlik, yorgunluk ve sürekli tekrar eden enfeksiyonları olanların zaman kaybetmeden doktora başvurmaları gerektiğini söyledi.


Vitamin D eksikliğinin preeklampsi, ölümcül kanserler, tip 2 diyabet, otoimmün, bulaşıcı, kalp-damar ve nörolojik hastalıklar başta olmak üzere çok sayıda akut ve kronik hastalıkla ilişkisi olduğu biliniyor.


Genellikle güneş ışığı vitamini olarak tanımlanan vitamin D, kolesterolden meydana gelen bir steroid hormonudur. Yiyecekte doğal olarak az bulunan vitamin D çoğunlukla insan derisinin güneşin ultraviyole B ışınlarına (UVB) maruz kalmasıyla sentezlenmektedir. Normal koşullar altında insan vücudunda bulunan D vitaminin yüzde 90-95’i güneş ışınlarının etkisi ile deride sentezlenir. Güneş ışığı temel kaynaktır ve yeterince faydalanılması gerekir.



Güneş Işığının Zirve Açısı Önemli

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzm. Dr. Özge Tap Gümüş, UVB’nin yeryüzüne ulaşmasını veya insan derisine geçmesini engelleyen durumların vitamin D eksikliğine neden olduğunu belirterek şunları söyledi: “Yeryüzüne ulaşan UVB ışın miktarı; mevsim, günün saati, dönence, rakım ve atmosfer koşullarına bağlı olarak değişiyor. Deride vitamin D sentezi için güneş ışığının zirve açısı önemli olup zirve açısı arttıkça UVB ışınlarının kat edeceği mesafe de artar ve daha az miktarda ışın deriye ulaşır. Bu durum özellikle kış aylarında 35. kuzey paralelinin üstünde ve 35. güney paralelinin altında kalan bölgelerde görülen vitamin D yetersizliğinin nedenini açıklamaktadır.



Takviye, Doktor Kontrolünde Alınmalı

Ülkemizde yapılan bir çalışmada kış aylarında D vitamini yetersizliği sıklığı yüzde 57,11 iken yaz aylarında bu oran yüzde 42,89’dur. Ancak takviye kullanımının bilinçsiz yapılması, testler ile seviyelerine bakmadan fazla vitamin ve destek ilacı kullanmak son derece tehlikelidir. Doktor kontrolünde yapılan D vitamininden zenginleştirilmiş yiyecekler veya D vitamini destek tedavisi size sağlıklı bir yaşamın kapılarını aralayacaktır.”


Uzm. Dr. Özge Tap Gümüş
Uzm. Dr. Özge Tap Gümüş

  • Yazarın fotoğrafı: Oğuz Ateş
    Oğuz Ateş
  • 11 Şub 2024
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 29 Şub 2024

Evler yaşam alanlarımızdır ve bu alanların aydınlatması; genel atmosferi, kullanışlılığı ve estetiği büyük ölçüde etkiler. Aydınlatma, ev tasarımının önemli bir unsurudur. Doğru bir şekilde planlanması konforlu ve fonksiyonel bir ortam oluşturmada kilit rol oynar.


Evlerde kullanılan temel aydınlatma türleri üç grupta toplanır; genel aydınlatma, bölgesel aydınlatma ve vurgu aydınlatması. Genel aydınlatma, geniş bir alanı aydınlatmak için kullanılır. Bölgesel aydınlatma, belirli bir alana odaklanır. Vurgu aydınlatması ise özel bir nesneyi veya dekoratif bir öğeyi öne çıkarmak için kullanılır.


Aydınlatmanın renk sıcaklığı, ortamın atmosferini belirler. Kelvin, Uluslararası Birim Sistemi’ne göre temel sıcaklık ölçüsü birimi sembolü K’dır. Sıcak tonlar (3000K ve altı), rahatlatıcı bir atmosfer yaratırken soğuk tonlar (4000K ve üzeri) daha enerjik bir ortam sunar. Renk İndeksi (CRI), ışığın nesnelerin gerçek renklerini ne kadar doğru yansıttığını ölçer. Yüksek CRI değerleri, renklerin daha doğru ve gerçekçi görünmesini sağlar.

Evlerde aydınlatmanın etkin kullanımı için aydınlatma kontrol sistemleri önemlidir. Dimmer, zamanlayıcı ve akıllı aydınlatma sistemleri, ışık seviyelerini ayarlamak ve enerji tasarrufu sağlamak için kullanılır.



Aydınlatma hesabı yaparken odanın fonksiyonunu, estetik tercihleri ve enerji tasarrufu hedeflerini dikkate almak doğru ışıklandırmayı sağlamak için önemlidir. Bu hesaplamalar, ev içinde konforlu ve kullanışlı bir ortam yaratmada kilit bir rol oynar. Her alana göre ayrı bir aydınlatma tasarımı, planı yapılmalıdır. Oturma odası genellikle aile ve misafirlerle vakit geçirilen bir alandır. Genel aydınlatma, bu odayı aydınlatmak için kullanılır.


Yumuşak tonlarda aydınlatma, sıcak ve davetkâr bir atmosfer yaratır. Ayrıca, okuma köşeleri veya dekoratif öğeleri vurgulamak için bölgesel aydınlatma eklemek gerekir. Mutfak, çalışma alanları ve yemek hazırlama noktaları için yeterli bölgesel aydınlatma kullanılmalıdır. Mutfağın genel aydınlatması, tavan veya tezgâhın üzerindeki lambalar aracılığıyla sağlanabilir. Işığın homojen dağılımı, mutfakta güvenli ve verimli bir çalışma ortamı oluşturur.

Yatak odasında, rahatlatıcı bir atmosfer yaratılmalıdır. Yumuşak tonlu lambalar veya dimmer kullanarak aydınlatma seviyelerini ayarlamak, dinlenmeye yardımcı olacaktır. Ayrıca, okuma lambaları gibi bölgesel aydınlatma da yatak odasında faydalı olabilir.


Evlerde aydınlatma hesabı yapmak; her odanın ihtiyaçlarına uygun bir ışıklandırma ve enerji tasarrufu için kritik bir adımdır. Bu hesaplamalar; odanın boyutları, fonksiyonu, renkleri ve genel atmosferi gibi bir dizi faktörü içerir.



Evlerde Aydınlatma Hesabı Yapma Sürecinin Adımları

Aydınlatma hesaplamasına başlamak için öncelikle odanın boyutlarını belirlemek gerekir. Bunun için yükseklik, genişlik ve uzunluk gibi temel ölçüler dikkate alınarak odanın metrekare cinsinden alanı hesaplanır.


Aydınlatma seviyesi belirleme de her odanın kullanım amacına göre bir aydınlatma seviyesi belirlenir. Örneğin, çalışma alanları için daha yüksek bir aydınlatma seviyesi gerekirken oturma odaları daha yumuşak bir aydınlatma seviyesine ihtiyaç duyabilir. Aydınlatma seviyesi, lüks (lux) veya ayak mumları (foot-candles) gibi birimlerle ölçülür.


Odanın renk tonu ve yüzey malzemesi, ışığın nasıl yansıtılacağını etkiler. Koyu renkli duvarlar ışığı emerken açık renkli yüzeyler ise ışığı daha iyi yansıtır. Bu nedenle, odanın renk temelini ve yansıtma katsayısını dikkate almak gerekir.

Hangi tür ışık kaynağının kullanılacağı, hesaplama yaparken önemli bir faktördür. LED, floresan, halojen veya akkor lambalar, farklı ışık özelliklerine sahiptir. Ayrıca, ışık kaynağının renk sıcaklığı ve renk indeksi de göz önünde bulundurulmalıdır.


Kullanılacak olan aydınlatma armatürleri, odanın ihtiyaçlarına uygun olarak seçilmelidir. Aydınlatma armatürlerinin yerleştirilme şekli, ışığın homojen bir şekilde dağılmasını sağlamak için önemlidir.


Aydınlatma hesabı yaparken enerji verimliliğini göz önünde bulundurmak gerekir. Enerji verimli ışık kaynakları ve armatürleri seçmek, uzun vadede enerji maliyetlerini düşürebilir.

Aydınlatma kontrol sistemleri, ışık seviyelerini ayarlamak ve enerji tasarrufu sağlamak için kullanılır. Dimmer, hareket sensörü ve akıllı aydınlatma sistemleri gibi kontrol mekanizmaları, ışıklandırmayı daha esnek ve verimli bir hâle getirebilir.



Enerji Verimliliği ve Çevresel Duyarlılık

Evlerde aydınlatma seçimi yaparken enerji verimliliği göz önünde bulundurulmalıdır. LED ve kompakt floresan lambalar, geleneksel halojen veya akkor lambalara göre enerji tasarruflu seçeneklerdir. Ayrıca, aydınlatma armatürlerinin malzeme seçimi ve üretim süreçleri de çevresel etkileri azaltmak adına önemlidir.


Evlerde aydınlatma tasarımı hem estetik hem de fonksiyonel açıdan düşünüldüğünde, yaşam kalitesini artırabilir. Doğru ışıklandırma, evin her odasında özel bir atmosfer yaratmak için güçlü bir araçtır.

  • Yazarın fotoğrafı: Oğuz Ateş
    Oğuz Ateş
  • 15 Şub 2023
  • 2 dakikada okunur
Bodrum bölgesinde ev tasarımı yaparken yön belirlemenin önemi büyüktür. İklim koşulları, güneş ışığı ve doğal faktörler göz önünde bulundurularak evin yönü belirlenmelidir. Bunlara ek olarak; denize olan yakınlık, dağlık alanda olması, yamaçta oluşu, rakımı, iklim koşulları, temiz suya ulaşımı, kanalizasyon veya foseptik kullanılacak olması, evin iç mekân sıcaklığı, enerji tasarrufu ve doğal aydınlatma gibi faktörler de önemlidir. Rüzgâr, evin iç mekânının sıcaklığını ve konforunu etkileyebilir.


Bodrum’da rüzgâr, genellikle yaz ve kış olarak güney ve güneybatı yönlerinden esmektedir. Güney yönüne bakan bir ev, güneş ışığını fazla alacağı için yaz aylarında iç mekân sıcaklığı artacaktır. Bu durum sizi yazın biraz bunaltsa da kışın evin ısınma maliyetlerini azaltacak ve enerji tasarrufu sağlayacaktır. Ayrıca, güneş ışığının doğrudan iç mekâna girmesi, doğal aydınlatma sağlayacaktır. Böylece evin iç mekânı daha canlı ve ferah olacaktır.


Güney yönüne bakan bir evin en büyük dezavantajı; yaz aylarında güneş ışığının doğrudan iç mekâna girmesi ve iç mekanın aşırı ısınmasına neden olmasıdır. Bu nedenle, evin camlarına güneş ışığını engelleyen perdeler veya panjurlar yerleştirilmelidir.

Güney yönüne bakan bir ev, kış aylarında ise soğuk rüzgârların etkisini arttırabilir. Bu nedenle, evin yalıtımı iyi yapılmalıdır.

Evin ısıtma maliyetlerini azaltmak için güneş ışığının doğrudan iç mekâna girmesine izin vermek önemlidir. Kış aylarında evin sıcak olması için en önemli kural, ısı kaçırımının engellenmesidir. İzolasyon en güzel ısınma yollarındandır.


Evin yön belirlenmesinde doğru bir tercih yapılması için, evin konumunun ve çevresindeki doğal faktörlerin dikkate alınması gerekir. Örneğin, evin yamaçlar veya tepelerde olduğu durumlarda rüzgâr etkisi daha fazla olabilir. Ayrıca, evin çevresindeki doğal faktörler, yerleşim alanının nerede olduğu, su kaynaklarının varlığı, güneş ışığının etkisi gibi etkenleri de içerebilir.

Bodrum’da yaz aylarında rüzgârın etkisi az olmasına rağmen kış aylarında daha fazla olabilir. Bu nedenle, evin tasarımında rüzgârın etkisini azaltmak için önlemler alınmalıdır. Evin yapısı rüzgârın etkisini azaltacak şekilde tasarlanabilir veya rüzgârın etkisini azaltacak yapı elemanları kullanılabilir. Örneğin, ön cephelerde rüzgârın etkisini azaltmak için özel bir yapı elemanı olarak rüzgar siperleri kullanılabilir.


Ayrıca, evin tasarımında doğal havalandırma sistemleri de kullanılabilir. Evin ön ve arka cephelerinde havalandırma delikleri açılabilir. Bu delikler, rüzgârın etkisini azaltacak şekilde tasarlanmalıdır. Bu sayede evin iç mekânının havalandırılması sağlanır ve rüzgârın etkisi azaltılır. Rüzgar, evin iç mekânının sıcaklığını ve konforunu etkileyebilir.


Bir diğer önemli konu ise yaşam kaynağımız olan sudur. Bodrum’un her bölgesinde ne yazık ki temiz suya ulaşabilmek mümkün değil. Şebeke suyuna ulaşabilirlik veya varsa kuyu seçeneğini göz önünde bulundurmak zorundayız.

Atık su için ise kanalizasyon mu yoksa foseptik mi kullanılacağı konusu, ev tasarımının en başında araştırılıp belirlenmelidir.



Sonuç olarak, Bodrum’da ev tasarımı yaparken kişi öncelikle kendi yaşam standartları ve isteklerini göz önünde bulundurmalıdır. Evin hem yaz hem kış için oturuma hazır olması bile birçok yeniliğe ve detaya sahip olmasına sebep olacaktır.

En önemlisi ev sahibinin istekleri ve genel özellikleridir. Bunların çok iyi belirlenmesi gerekmektedir. Her insanın sıcağa ve soğuğa tahammülleri farklıdır. Bazıları evlerini denize yakın ister bazıları yamaçlarda, tepelerde, bazıları merkezde.

İyi bir tasarımın en önemli kuralı; ne istediğimizi ve ne istemediğimizi bilmektir.


Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page