top of page
  • Yazarın fotoğrafı: Dt. Ebru Küçük Erşan
    Dt. Ebru Küçük Erşan
  • 21 May 2023
  • 2 dakikada okunur
Diş ağrısı, dişin içinde ya da çevresinde oluşan ağrının adıdır. Ağrı şiddeti, hangi sebepten olduğuna göre değişir. Ağrının kaynağına göre şiddetli veya zonklama şeklinde olabilir. Kısa süreli bir dönem olup zonklama şeklinde, dönem dönem artan ağrı şeklide de ortaya çıkabilir.Bu ağrı; şiddetine göre ve kişinin ağrı eşiğine göre yaşam tarzını, ruh hâlini ve genel sağlığını da etkileyebilir. Genellikle ağrı olduğunda vücutta bir şeylerin tam olarak doğru olmadığının sinyali verilmiş olur.



Ağrının sebepleri nelerdir?

Diş çürüğü küçük olduğunda yiyecek kaçmasından kaynaklı ağrı olabilir. Genelde temizlenince hasta rahatlar ve ağrı geçer.


Diş dolgusunda hasar olabilir.

Daha büyük çürüklerde sıcak veya soğuk hassasiyeti yapabilir. Bir dönem soğuk bir dönem sıcak hassasiyeti olabilir. 1 dakikadan daha uzun sıcak ve soğuk yiyecek içeceklere karşı hassasiyet olabilir.


Daha ileri boyutu, dişin sinirine ulaşan ve zonklama şeklinde oluşan ağrıdır. Dişin içinde bulunan pulpa, sinir, doku ve kan damarlarıyla dolu yumuşak canlı dokudur. Bu sinir, enfekte olduğunda şiddetli ağrı ve apseye neden olur. Bu durumun da evreleri vardır. Akut apse şeklinde ateş yababilir, şişebilir. Diş ağrısının kendisi direkt ölümcül değildir ancak vücudun herhangi bir bölümünde tedavi edilmemiş enfeksiyon; beyin ve kalp dâhil olmak üzere vücudun diğer yerlerine yayılabilir. Tedavi edilmezse enfeksiyon yayılımı ile yaşamı tehdit eden bir hâl alababilir.



Unutmayalım ki ağız sağlığı ile genel sağlık arasında ciddi bir bağ mevcuttur. Diş ağrısı düzelmiyorsa diş hekiminize gitmeniz ve tedavi olmanız gerekmektedir. Bazen diş çatlağı, diş sıkmadan kaynaklı ya da travmadan kaynaklı olabilir ve diş kırılabilir. Özellikle kanal tedavili dişlerde daha çok görünen dişin ortadan ya da farklı yerden kaynaklı kırılmaları olabilir. Diş eti kaynaklı ve diş taşı vb. durumda ağrı olabilir. Diş eti kanaması vb. sorunlarla beraber hafif ağrılar görülebilir. Derin diş taşları ve diş eti enfeksiyonu ile ağrıya sebep olabilir. Diş sıkma, gıcırdatma vb. travmatik durumlar sonucu, dişler aşınıp hassasiyet yapabilir. Eklem ağrıları, eklemden klik sesleri gelebilir. Diş sürmesi sırasında, özellikle çocuklarda karışık dişlenme döneminde daha çok ağrı görülür. 20 yaş dişleri sürmesinde, özellikle çıkacak yer yoksa ağrı olabilir.



Diş ağrısı nasıl geçer?

Ağrı, dişin kendinden değil de etrafından kaynaklanıyorsa muhtemelen diş eti tahrişi olmuştur ve kızarıklık varsa kendiliğinden geçer. Bazen aft ya da diş ipi, diş fırçası tahrişi de olabilir. Bunlar da kendiliğinden iyileşir. Hastanın bu sürede, bu bölgeyi kullanmaması gerekir. Tahriş edici değil yumuşak; yumurta, yoğurt, makarna vb. yiyecekleri tüketmesi gerekir.

Dişlerde hassasiyet varsa tatlı ve soğuktan uzak durmalı. Eğer bu yöntemlerle ağrı geçmez ise mutlaka diş hekimine gidilmelidir. Bu süre genelde 48 saati bulur. Ama ağrı zonklama ve devamlı ise daha erken diş hekimine gitmeli ve ağrının nasıl olduğu, ne zaman başladığı, ne ile geçtiği net olarak hekime söylenmelidir.


Diş çürükse tedavi edilebilir, sinir enfeksiyonu ise kanal tedavisi yapılabilir ya da duruma göre ilaç tedavisi ile çekim gerçekleştirilebilir. Bazen 2-3 seans kanal tedavisi yapılmasına rağmen diş kurtarılamazsa çekilebilir. Bazen de dişin kök uçlarında lezyon ve kist oluşabilir. Bunlar temizlenip eksik dişler implant veya köprü ile hekim tarafından tedavi edilebilir, diş eti sorunu mevcutsa diş taşı ve diş eti tedavisi yapılabilir.


Bütün bunları önmelek için en az senede 1 kere Diş Hekimine gidilmeli ve ağız kontrolü yaptırılmalıdır. Sorunlar, küçükken hekimin inisiyatifi ile müdahale edilmeli, diş taşı varsa temizlenmelidir. Hasta riskli bölgeleri bilirse ağrı çok sürpriz olmaz. Ayrıca hastalar, ağız bakımına dikkat ederek günde 2 kere dişlerini fırçalar, diş ipi vb. aparatlarla ağzını temiz tutar ve şekerli besinlerden uzak durursa yeterli tedbiri almış olur.

  • Yazarın fotoğrafı: Prof. Dr. Mete Güngör
    Prof. Dr. Mete Güngör
  • 19 May 2023
  • 4 dakikada okunur
Menopoz kelimesini duyduğumuzda 60 yaş üzeri kadınlar aklımıza gelir. Ancak menopoz sadece yaşlı kadınlara ait bir evre değildir. Erken veya prematür menopoz çoğumuzun tahmin ettiğinden daha sıktır. 15-45 yaş arası kadınların yüzde biri bu durumdan etkilenir.



Erken veya prematür menopoz nedir?

Menopoz, kadınlarda yumurtalıkların yumurtlama ve hormon üretimi fonksiyonlarını kaybetmesi sonucu adet kanamalarının kesilmesi durumuna denir. Ortalama menopoz yaşı 50 civarındadır. Menopozun erken başlaması sıklıkla prematür menopoz ile karıştırılır. Fakat gerçekte iki farklı durumdur. Eğer menopoz 45 yaşından önce başlarsa erken menopoz, 40 yaşından önce başlarsa prematür menopoz olarak tanımlanır.


Doktorlar daha genç hastalarda da menopoz belirtilerini sorguladığında, daha çok kadın erken menopoz veya prematür menopoz tanısı almaktadır. Kısırlık problemi veya menopoz belirtileri olan genç kadınların bir kısmında altta yatan neden erken menopozdan başka birşey değildir.


Erken veya prematür menopoz nedenleri nedir?

Sıklıkla genç yaşta menopoza girme nedeni bulunamaz. Bu kadınlar için kabul etmesi çok zor bir durumdur ve özellikle çocuk sahibi olmayı geciktiren kadınlar için çok yıkıcı ve travmatik olabilir. Erken yaşta menopozun olası nedenleri şunlardır;


a) Prematür Over Yetmezliği

Prematür over yetmezliği olan kadınların overleri erken yaşta çalışmayı bırakmış demektir. Hem yumurta üretimi hem de yumurtlamak için gerekli hormon üretimi olmaz. Otoimmun hastalıklar, prematür over yetmezliği olgularının yüzde 65’inden sorumludur. Bu hastalıklarda bireyin bağışıklık sistemi henüz bilinmeyen nedenlerle kendi vücudunu düşman olarak görür ve kendi organlarını ve dokularını yabancı doku gibi algılar. Yumurtalık ve ürünlerine karşı antikor üretip onları tahrip eder. Bu durum erken menopozun ortaya çıkmasına yol açar. Genetik faktörlerde bu durumdan sorumlu olabilir.


Menopoza girme yaşını belirleyen en temel etkenlerden biri kişinin annesinin menopoza girme yaşıdır. Olguların yüzde 5’inde kadınlar annelerinin izinden gider ve erken menopoza girerler. Bazı kadınlar X kromozomundaki bozukluklar (Turner (XO) sendromu, Fragile X sendromu) ile doğar ve menopozun görünmesi gereken zamandan önce yumurta üretimi bozulur. Bazı kadınlar ise az sayıda yumurta ile doğmuştur ve menopoz, olması gereken zamandan önce olur. Prematür over yetmezliğinde kadınlar ara ara adet görebilirler ve nadiren bu süreçte kendiliğinden gebe kalabilirler. Prematür over yetmezliğinde kısırlık önemli bir problemdir ve çocuk sahibi olmayı geciktirmiş çiftler için yıkıcı olabilir.


Bu durumdaki kadınlarda kısırlık tedavisinde başarı şansı düşüktür. Bazı çiftler başkasının (donor) yumurtası ile tüp bebek yaptırarak gebe kalmayı düşünebilir. Bu uygulamada başkasının yumurtası ile eşinin spermi laboratuar ortamında döllendikten sonra kadının rahmine konur.


b) Cerrahi Menopoz

Cerrahi menopoz, bazı sağlık problemleri nedeniyle bilinçli olarak menopoza sokmak demektir. Endometriozis, tubaovarian abse veya yumurtalık tümörü nedeniyle iki taraflı ooforektomi (yumurtalığın çıkarılması) yapılabilir. Bu cerrahiler dramatik olarak yumurtalık fonksiyonlarını sonlandırır ve estrojen düzeyleri aniden düşer ve kadın menopoza girer.


c) Kanser Tedavisi Sonrası Menopoz

Menopoz, kanser tedavisi için uygulanan kemoterapi (ilaç tedavisi) veya radyasyon (ışın) tedavisi sonrası meydana gelebilir. Kemoterapi ve radyasyon kanser hücrelerini öldürebilir ancak maalesef aynı zamanda sağlıklı hücreleri de öldürür. Özellikle saç hücreleri, sindirim ve yumurtalık hücreleri risk altındadır. Bazı kadınlar geçici olarak, bazıları ise kalıcı olarak menopoza girer. Bu tedaviler erken yaşta verilirse erken menopoz görülür.


d) Enfeksiyon

Enfeksiyonda erken menopoz ile bağlantılı olabilir. Kabakulak ve tuberküloz gibi enfeksiyonlar yumurtalıkları etkileyebilir ve hormonal dengeyi bozabilir ancak bu durum son derece nadirdir.


e) Yaşam Tarzı

Sigara içilmesi menopoza girişi hızlandırmakla beraber tıbbi anlamda erken menopoza yol açması (yani 35 yaşından önce menopoza girilmesi) olağan değildir. Benzer şekilde ruhsal stres de yardımcı bir etken olmakla beraber tek başına erken menopoza yol açması beklenen bir etken değildir.



Erken Menopoz Bulguları Nedir?

Prematür menopoz belirtileri esas olarak doğal menopoz ile aynıdır. Kadınlar gece terlemeleri, ateş basmaları, vajinal kuruluk, uykusuzluk ve konsantrasyon bozukluğu, anksiete, depresyon, unutkanlık, libido kaybı, baş ağrısı, eklem ve kas ağrısından şikayet ederler. Sıklıkla vücut şekil değişiklikleri görülür, karın çevresinde yağ birikimi ve vucutta su tutulumu olur. Uzun sürede görülen en önemli sorunlardan birisi kemik erimesi ve kırık riskidir.


Erken ve prematür menopoz da belirtiler, 45 yaşından sonra olan menopozdan daha şiddetli olma eğilimindedir. Çünkü erken menopoz sıklıkla hastalık, cerrahi veya genetik nedenlere bağlıdır, vucutta hızlı bir estrojen düşüşü görülür. Bu kadınların menopoza çok daha hızlı girmesine neden olur. Estrojenin bu hızlı düşüşü, bazı kadınlarda çok şiddetli ateş basmalarına, yorgunluk, ruhsal değişiklere ve depresyona sebep olabilir. Erken menopozlu kadınların gidişatına baktığımızda, cerrahi menopoza girenlerin hemen hepsinde menopoz semptomları görülür ve genellilkle şiddetlidir. Çoğunlukla 8 yıldan fazla sürer.


Tanı

Hastalar genellikle adet görememe veya kısırlık şikayeti ile başvurur. Erken veya prematür menopozda tanı kanda E2, FSH, LH gibi yumurtalık fonksiyonunu yansıtan hormon düzeyleri bakılarak konur. FSH ve LH yüksek, E2 ise düşük bulunur. 30 yaşından genç olgularda mutlaka genetik inceleme de yapılmalıdır. Bu hastaların yüzde 10-20’sinde kendiliğinden düzelme olabilir. Bu nedenle belli aralıklarla hormon düzeyleri kontrol edilmelidir.


Tedavi

Maalesef menopozun küratif bir tedavisi yoktur. Menopoz tedavisi yıllarca aralıklarla devam eder bu nedenle erken veya prematür menopoza giren çoğu kadının HRT alması beklenir. Erken menopozda, özellikle cerrahi sonrası semptomlar çok ani ve şiddetli olur ve uygun dozda estrojen alınarak bunun üstesinden gelinebilir. Ateş basması, vajinada kuruluk, ruhsal gerginlik gibi klasik menopoz belirtileri çoğu durumda hormon tedavisine yanıt vermektedir. Eğer oral ilaç kullanımı mümkün değilse, ciltte hormon salan estrojen bandları veya vajinal preparatlar semptomları hafifletmek için kullanılabilir. Genç yaşta menopoza girmiş olmanın getirdiği en önemli dezavantajlardan biri kemik erimesinin hızlanması olduğundan bu konuda gerekli önlemler alınmalı ve kemikleri koruyucu tedaviye geçilmelidir. Ayrıca bu zor anlar için ve menopozla yaşamayı öğrenmek için destek tedavisi verilmelidir. Arkadaşlar, aile veya diğer menopoza girmiş kadınlar bu hazırlıksız ani menopoza giriş durumuna yardımcı olabilir.

  • Yazarın fotoğrafı: BODRUMDergi
    BODRUMDergi
  • 18 May 2023
  • 2 dakikada okunur
Dijitalleşmenin yaygınlaşıp alışkanlıkların çevrimiçi platformlara kayması hareketsizliğe yol açarken ulaşım alternatiflerinin çeşitlenmesi yürüme ihtiyacını dahi ortadan kaldırıyor. Bunlara sağlıksız ve düzensiz beslenme de eklendiğinde aşırı kilo ve obezite sorunları ortaya çıkıyor. Birçok kişi hızlı ve ve pratik bir şekilde kilo vermenin yollarını araştırırken biorezonans terapisi ameliyatsız ve kolay bir yöntem olarak öne çıkıyor.


Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından paylaşılan son tahminler, 2020 ila 2030 arasında neredeyse yarım milyar kişinin, fiziksel hareketsizlikten kaynaklı bir hastalığa yakalanacağına işaret ediyor. Giderek daha fazla dijitalleşen bir dünyada, insanların hareketleri azalıyor. Buna ulaşım alternatiflerinin artması, sağlıksız ve düzensiz beslenme gibi unsurlar eklendiğinde, aşırı kilo sorunları ortaya çıkıyor. Obeziteye çözüm için Fiziksel Aktivite Küresel Eylem Planı oluşturan DSÖ, bu kapsamda hazırladığı raporda, dünya genelinde her dört yetişkinden birinin ve ergenlerin yüzde 81’inin yeterince fiziksel aktivite yapmadığına dikkat çekiyor.


İştahı Baskılıyor

Diyetisyen Elif Nur Kılıç, hem sağlığını korumak hem de güzel görünmek isteyen pek çok kişinin, fazla kilolarından kurtulmak istediğini belirterek şunları söyledi: “Aralarında ameliyatın da bulunduğu pek çok yönteme başvurabiliyorlar. Myza Rezonans olarak, biorezonans terapisiyle kişinin iştahını baskılıyoruz. Böylece hastalar iştah, sindirim ve metabolizmalarına göre hızlı ve sağlıklı şekilde kilo veriyor.Birçok hasta artık daha kolay ve hızlı kilo verebilmek için farklı yöntemlerin arayışına giriyor. Biorezonans ise hem sağlıklı hem de pratik bir alternatif oluyor. Bu uygulama vücuda dışarıdan verilen titreşimlerle gerçekleştiriliyor. Vücudun etkileşime girmesi ve enerjetik doğasında değişiklik yaratılması sağlanıyor. Biorezonans uygulamasıyla danışanlarımızın özellikle karbonhidratlara karşı iştahını baskılıyoruz. Böylece diyeti bozma isteklerini engelliyoruz.



Kişiye Özel Program

İştahın baskılanmasıyla birlikte zararlı gıdalara karşı da isteksizlik duyuluyor. İlk adımda kilo vermek isteyen hastalarımızla 15 ila 30 dakika bir ön görüşme yapıyoruz. Vücut analizini, kompozisyonlarını ölçen cihazlarımızla detaylı bir değerlendirmede bulunuyoruz. Böylece danışanımızın kaç seansta istediği kiloya ulaşabileceğini kararlaştırıyoruz. Ardından ise kişiye özel diyet listesi hazırlıyoruz. İlk seans genellikle 45 dakika sürüyor, sonraki seanslar ise kişinin iştah, sindirim, metabolizma hızına göre 60 dakikaya kadar çıkabiliyor.


Sigarayı Bırakma Oranı Yüzde 95’e Kadar Çıkıyor

Biorezonans terapisi sadece kilo vermek için değil, sigara, alkol, kumar bağımlılıklarında, ağrılı hastalıklarda, psikolojik ve alerjik rahatsızlıklarda da uygulanıyor. Farklı bağımlılıklar için biorezonans terapisi uygulayabiliyoruz. Bu terapi ile sigarayı bıraktırmada yüzde 70 ile yüzde 95, alkolü bıraktırmada ise yüzde 90 civarında başarı kaydediyoruz. Sigarayı bırakmakta zorlanan danışanlarımız için ücretsiz destek seansı yapıyoruz.



Kişinin Kararlı Olması Önemli

Biorezonans terapileri epilepsi hastalarına, kalp pili olanlara ve hamilelere uygulanamıyor. Bu terapi yönteminde istenilen sonuca ulaşmak için birçok faktörün bir araya gelmesi gerekiyor. Biorezonans terapisini yaptıracak kişinin kararlı olması, biorezonans cihazının kaliteli olması, terapi ortamının uygun koşullara sahip olması ve biorezonans uygulayıcılarının yetkin bireyler olması gibi çok önemli. 5 yıllık tecrübemizle ve uzman kadromuzla şu ana kadar binlerce danışanımızı sağlıklı ve mutlu bir şekilde uğurladık. Obezite için bıçak altına yatmak, bağımlılıklardan kurtulmak için kutu kutu ilaç içmek yerine biorezonans terapisiyle sonuca ağrısız, sancısız, yan etkisiz ulaşabilmek mümkün.

Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page