Heykeltraş Seda Yaman, büyük şehrin kaotik ortamından kaçıp Bodrum’a sığınanlardan... Seda Yaman, “Henüz 7 yaşındayken bir duvarın üzerine oturup; kırılmış cam parçalarıyla sokaktan topladığım taşları kazıyarak tozlarını çıkartıp sonra da o tozları ıslatıp heykelcikler yapardım... Benim heykelle, çamurla maceram böyle başladı. Şimdi de hurdalıklara gidip enteresan metal ve ahşap parçalar topluyorum. Mümkün olduğunca çok malzeme araştırması, denemesi yapıyorum. O malzemeler mutlaka bir heykelin parçası ya da bana ilham kaynağı oluyorlar. Stresten uzak yaşamak yaratıcılığımı arttırdı. Ben kendi maceramı kovalıyorum. Benim hayalim, bu yolculuğun kendisi” diyor.
Seda Yaman, 1976 yılında İstanbul’da doğdu. Çamurla tanışması henüz çocuk yaşta başladı. Sokakta oynarken taşlardan çıkardığı tozları ıslatıp minik heykeller yaptı…
Tutkusunun peşinde koştu ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü Heykel Ana Sanat Dalı’nı bitirdi. Sonrasında medya sektörüne yöneldi. İlk durağı o dönemler Türkiye’nin “Amiral Gemisi” olarak bilinen Hürriyet Gazetesi oldu. Bir kaç yıl burada Foto Muhabiri olarak çalıştı. Ardından 18 yıl süreyle dergilerde konser ve sahne fotoğrafçılığı yaptı. Bu süreçte çok sevdiği ve okulunu okuduğu seramik ve heykel çalışmalarını da eş zamanlı olarak sürdürdü. İç ve dış mekânlara seramik tasarımlar hazırladı. Bir yandan da seramik öğretmenliği... Özellikle Darüşşafaka Lisesi’nde vermiş olduğu seramik dersleri kendisine mesleki tecrübenin yanı sıra, yurdun dört bir yanından gelen birbirinden yetenekli öğrenciler ile çalışma keyfini de yaşatmış oldu.
"Ben Şehir İçin Yaratılmış Bir Organizma Değilim"
Başta Bodrum olmak üzere yurt içi ve yurt dışından hem özel hem de kurumsal müşterilerine ait çok farklı mekânların dekorasyonları için tasarımlar yapan Heykeltraş Seda Yaman, “Şehir hayatında 34 yıl. Bu seneler boyunca kalabalık, şehir karmaşası ve sonucunda oluşan sebepsiz koşuşturma, hayatın her alanındaki sürekli bir yerlere yetişme hâli benim bir gün ‘Ben şehir için yaratılmış bir organizma değilim’ diyerek arabaya atlayıp Bodrum’a gelmeme sebep oldu. Bodrum’a ilk adım attığımda 3-4 ay kadar bir yelkenlide yaşadım ve neler yapabileceğimi kurguladım. Sonrasında dağın yamacına, küçük bir taş eve yerleşip aynı
mekanda atölyemi de oluşturarak yaşamaya başladım" dedi.
"Heykelle, Çamurla Maceram Çocukken Başladı"
7 yaşındayken sokakta bazı taşları topladığını, sonra bir duvarın üzerine oturur, kırılmış cam parçalarıyla taşları kazıyarak tozlarını çıkarttığını, sonra da o tozları ıslatıp heykelcikler yaptığını anlatan Seda Yaman şunları söyledi: "Benim heykelle, çamurla maceram böyle başladı. Şimdi de hurdalıklara gidip enteresan metal ve ahşap parçalar topluyorum. Mümkün olduğunca çok malzeme araştırması, denemesi yapıyorum. O malzemeler mutlaka bir heykelin parçası ya da bana ilham kaynağı oluyorlar. Çamurla kullanılabilir obje tasarlarken, kendim bir seramik parçayı nerede kullanmaktan keyif alıyorsam o ürünleri yapmayı tercih ediyorum. Şarap bardaklarım da böyle ortaya çıktı. Ek olarak, heykel formları kullanarak oluşturduğum viski karafları ve puro tablaları da var. Benim en büyük tutkum metalle karışık heykeller. Heykellerimde konusuz işleri seviyorum. benim için görsel sanatlar estetik ve teknik konudan bağımsız bir kavram. Çoğunlukla uykudan önce veya rüyamda gözümün önünde tasarımlar beliriyor. ‘aa tamam bu tam yapmak istediğim şey’ diyorum. Kendi anlarımı tasarlıyorum. Önceyi sonrayı değil anları. Bence bu işin en önemli parçası malzeme tanımak ve çok merak. Ürünlerimi kendi mekânlarında barındıranların beğenerek eşsiz bir parçaya sahip olmalarından çok mutlu oluyorum. Örneğin şarap sofralarına estetiği, tasarımı ve özgünlüğü katmak bana büyük bir keyif veriyor. Malzemeyle uğraşmanın her evresi çok enteresan. Her yaptığım çalışmada olasılıkları görmek için sabırsızlanıyorum. Seth Godin’in bana ilham veren bir sözü var; ‘İyi bir iş yapmak sizi mükemmel yapmaz. Sizi mükemmel yapan şaşırtıcılıktır, göze çarpmaktır, sürprizlerle dolu olmaktır, zarif ve dikkate değer olmaktır’ Kesinlikle benim sanattan anladığım tam da bu. Anlayışım gibi yaşıyorum. Bu da sizi ne kadar farklılaştırıyorsa..."
‘Cebimdeki Yabancı’ Filmi ile Şansı Açıldı
Kadrosundaki ünlü oyuncularla yayınlandığı dönemde başarılı bir çıkış yakalayan, “Cebimdeki Yabancı” filminin neredeyse tamamının geçtiği muhteşem yemek masasındaki seramik bardakları da ilgi odağı olmuştu. Belçim Bilgin, Buğra Gülsoy, Şebnem Bozoklu, Leyla Lydia Tuğutlu, Serkan Altunorak, Şükrü Özyıldız ve Çağlar Çorumlu gibi ünlü isimleri bir araya getiren filmde kullanılan bardaklar tasarımcısı Seda Yaman’a da şans getirdi. Ferzan Özpetek’in yapımcılığını üstlendiği film boyunca oyuncuların elinden düşürmediği bardaklar izleyenler tarafından büyük ilgi görmüştü. Filmde kullanılan Sedaceramic bardakları, Bodrum’da yaşayan seramik sanatçısı Seda Yaman’ın “Aşk ve Şarap” koleksiyonunda yer alan ürünlerinden oluşuyor.
O Masada Olmayı Hayal Ederdim
Filmlerini izlemeye başladığından b
eri hep Ferzan Özpetek’in sofrasında olma hayali kurduğunu belirten Seda Yaman, “Yapımcılığını Ferzan Özptek’in yaptığı ‘Cebimdeki Yabancı’ filminde, benim seramik şarap bardaklarım kullanıldı. Dolayısıyla bir biçimde o sofrada bulunmuş oldum. Bu beni çok mutlu etti” dedi.